Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8621 E. 2014/13028 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8621
KARAR NO : 2014/13028
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/02/2013
NUMARASI : 2010/96-2013/150

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.01.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı G.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu 8.. ada .. parsel sayılı taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı G.. K.. vekili temyiz etmiştir.
Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde hakkında bir davanın bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
Tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı, adresi meçhul olanlara nasıl tebligat yapılacağı, adres araştırması ve tespiti yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48. ve devamı maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 28. maddesi gereğince “Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. Yukarıki maddeler mucibince tebligat yapılamıyan ve ikametgahı, meskeni veya iş yeri de bulunamayan
kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tesbit edilir. (Değişik ikinci cümle: 19/3/2003-4829/9 md.) Bununla beraber tebliği çıkaran merci, muhatabın adresini resmî veya hususi müessese ve dairelerden gerekli gördüklerine sorar ve zabıta vasıtasıyla tahkik ve tespit ettirir. Yabancı memleketlerde oturanlara ilanen tebligat yapılmasını icabettiren ahvalde tebliği çıkaran merci, tebliğ olunacak evrak ile ilan suretlerini yabancı memlekette bulunan kimsenin malum adresine ayrıca iadeli taahhütlü mektupla gönderir ve posta makbuzunu dosyasına koyar.”
Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 48. maddesi de “ (1) Bu Yönetmelik hükümleri uyarınca kendisine tebligat yapılamayan, tebliğ memuru tarafından adresi tespit edilemeyen, adres kayıt sisteminde de yerleşim yeri adresi bulunmayan kişinin adresinin tespiti için tebligatı çıkaran merci tarafından adres araştırması  yapılır. (2) Tebligatı çıkaran merci, muhatabın adresini öncelikle resmî veya özel kurum ve dairelerden, bunlardan sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtasıyla araştırabilir ve tespit ettirebilir. Yapılan araştırmalara rağmen muhatabın adresinin tespit edilememesi halinde adres meçhul sayılır. (3) Adresi meçhul olanlara tebligat ilanen yapılır. (4) İlânen tebligat, bu maddedeki usuller izlendikten sonra başvurulacak son çaredir” şeklinde düzenlenmiştir.
Somut olaya gelince; davacı vekili tarafından 01.03.2014 tarihli dilekçe ile paydaşlar G.. K.., S.. A.. ve daha sonra paylarını davacıya devreden bazı davalıların adreslerinin tespit edilemediği belirtilerek ve sehven dava dilekçesi tebliğ edilmeden keşif ve bilirkişi incelemesi yapıldığından bu kişilere dava dilekçesi ve bilirkişi raporunun ilanen tebliğine karar verilmesi istenmiştir. Mahkemece de bu talep kabul edilerek adı geçen paydaşlara dava dilekçesi ve bilirkişi raporunun ilanen tebliğine karar verilmiş ve dava esastan sonuçlandırılmıştır. Davanın kabulüne dair gerekçeli karar aynı şekilde davalılar G.. K.., A.. İ.. A.. ve S.. A..’a ilanen tebliğ edilmiş ve 27.05.2013 tarihinde temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir. Kesinleşen karar gereğince satış memurluğu tarafından dava konusu taşınmazın satış işlemlerine başlanmış ve satış aşamasında davalı A.. İ.. A.. satış dosyasında kendisini vekille takip ettirmiş ancak davalılar G.. K.. ve S.. A..’a ilanen tebligat yapılmak suretiyle satış işlemleri tamamlanarak taşınmaz davacıya ihale yolu ile satılmıştır.
Mahkemece, N.. Tapu Sicil Müdürlüğüne 05.03.2010 tarihinde müzekkere yazılarak tebligat yapılamayan bazı paydaşların adres ve kimlik bilgileri sorulmuş ise de davalılar G.. K.. ve S.. A.. hakkında araştırma yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca adresi tespit edilemeyen bazı paydaşlar hakkında zabıta araştırması yapılmış ise de adı geçen davalılar hakkında yapılmış bir araştırma mevcut değildir.
Bu durumda mahkemece, adı geçen davalıların tebligata elverişli adresi resmi ve özel kurumlardan (Tapu Müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü v.s.) araştırılmalı, sonuç alınamadığı takdirde kolluk vasıtası ile araştırma yapılarak davalıların adresleri tespit edildiği takdirde öncelikle 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. ve 21. maddelerine göre dava dilekçesi tebliğ edilmeli, bütün bunlara rağmen adreslerinin tespit edilememesi halinde ilanen tebligat yapılmalıdır.
Mahkemece, adı geçen davalılara Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak tebligat yapılmadan davanın esasının karara bağlanması, dolayısıyla hukuki dinlenme haklarının ihlali doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı G.. K.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 18.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.