Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8525 E. 2014/14221 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8525
KARAR NO : 2014/14221
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2011/657-2013/701

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.07.2011 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirketin traktör alım-satımı konusunda anlaştıklarını, bu nedenle müvekkiline ait .. ada .. parsel sayılı taşınmazda bulunan .. no’lu bağımsız bölüm üzerine davalı şirket lehine 30.04.2010 tarihinde ipotek konulduğunu, alım-satımın gerçekleşmediğini ileri sürerek ipoteğin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin davacı ile ticari ilişkisinin olmadığını, ipoteğin taşınmazın önceki maliki dava dışı S.. A..’in müvekkiline olan borcu nedeniyle tesis edildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda; davacı, davalı şirketten traktör satın almak üzere aralarında sözlü olarak anlaştıklarını, bu kapsamda dava konusu taşınmaz üzerine 30.04.2010 tarihinde ipotek tesis edildiğini, ancak traktör satın almadığını, aralarında başkaca ticari ilişki bulunmadığını, ipoteğin kaldırılmasını istemiştir. Davalı şirket vekili ise, davaya konu taşınmaz üzerindeki ipoteğin davalının taşınmazı davacıya 10.02.2010 tarihinde satan S.. A.. ile 04.02.2010 tarihinde yaptıkları protokol nedeniyle konulduğunu, davacının bayii S.. A..’den alacaklı olduklarını savunmuştur. Gerçekten dosya içerisindeki tapu kaydına göre davacı A.. İ..’in dava konusu taşınmazı 10.02.2010 tarihinde S..A..’den satın aldığı, ipoteğin 30.04.2010 tarihinde tesis edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, ipotek tesisine ilişkin borcun esasen davacıya ait olmadığı, ipoteğin taşınmazın önceki maliki dava dışı S.. A..’den olan alacağı için kurulduğu, davacının bir borcunun bulunmadığının davalının kabulünde olduğu anlaşıldığından ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.