YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8479
KARAR NO : 2014/12922
KARAR TARİHİ : 17.11.2014
MAHKEMESİ : Karabük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2014
NUMARASI : 2013/256-2014/140
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 01.11.2013 ve 03.12.2013 gününde verilen dilekçeler ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine, asıl davanın kabulüne dair verilen 12.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı O.. Y.. vekili ve birleştirilen davanın davacıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Asıl davada M..U.. mirasçıları vekili, birleştirilen davada S.. C.. ve arkadaşları vekili davalı O.. Y..’ın 11.. ada 3 parsel sayılı taşınmazdan 02.09.2013 tarihinde aldığı payın önalım hakkı nedeniyle iptali ile müvekkileri adına tescilini talep etmişlerdir. M.. U.. mirasçıları vekili, birleştirilen davanın davacılarının haberi olmadan vekilleri tarafından açıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalılar vekili gerçek değer üzerinden önalım hakkının tanınmasını talep etmiş mahkemece birleştirilen davanın taraf ehliyeti yokluğundan reddine, asıl davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ve birleştirilen davanın davacıları vekili temyiz etmiştir.
Dava ve birleştirilen dava önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece öncelikle birleştirilen dava 2013/358 Esas bakımından dosya değerlendirildiğinde asıl davacı vekili birleştirilen davanın davacılarının davadan haberdar olmadığı davanın muvazaalı olduğu itirazı üzerine birleştirilen dosya davacılarına meşruhatlı ve ihtarlı davetiye tebliğ edilerek ihtarlı kesin süreye rağmen davaya muvaffakat beyanında bulunmadıkları bu nedenle birleştirilen davacıların dava açılması için muvaffakatlarının bulunduğundan bahsedilemeyeceği nedeniyle birleştirilen davanın taraf ehliyeti yokluğundan usulden reddine, asıl davada ise davalının kendi muvazaasına dayanamayacağı, bu nedenle resmi satış bedelinden daha yüksek bedel ile satın aldığı savunmasına itibar edilemeyceği nedeniyle asıl davanın kabulüne karar verilmiştir.
Birleştirilen 2013/358 Esas sayılı dosyada davacılar S.. C.. ve H.. C.. 26.11.2013 tarihli 07283 yevmiye numaralı yine M.. C.. 27.11.2013 tarihli 07.. yevmiye numaralı vekaletname ile 11.. ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili önalım hakkını kullanma ve tevkil yetkisi bulunan vekaletname ile S. A..’u vekil tayin etmişlerdir. S.. A.. da kendisine tanınan yetki çerçevesinde birleştirilen davada davacılar adına önalım davası açması için 02.12.2013 tarihli 07. yevmiye numaralı vekaletname ile Avukat E.. K..’yü vekil tayin etmiştir. Davacılar tarafından vekillerinin azledildiğine dair dosyaya sunulmuş bir belge bulunmamaktadır. Usul ve yasaya uygun dayanak vekaletnamelere göre birleştirilen 2013/358 Esas sayılı davada davacıların taraf ehliyeti ve dava açmakta hukuki yararı vardır.
Bu nedenle birleştirilen davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı O.. Y.. vekili ve birleştirilen davada davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 17.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.