Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8455 E. 2014/14173 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8455
KARAR NO : 2014/14173
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/02/2014
NUMARASI : 2012/398-2014/60

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/12/2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20/02/2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı G.. K.. vekili ile davalı E.. K.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar, .. parsel sayılı taşınmazın daha öncesinde alt mahallede bulunan yolu kullandığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne, .. ada..parsel sayılı taşınmaz lehine .. ada.. parsel sayılı taşınmazdan 13.11.2013 tarihli raporda A-2 ile gösterilen yerden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar G.. K.. ile E.. K.. temyiz etmişlerdir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Somut olaya gelince, mahkemece 13.11.2013 tarihli bilirkişi raporu esas alınarak “A-2” ile gösterilen güzergahtan tesis edilen geçit ..ada .. parsel sayılı taşınmazı ikiye bölmektedir. Bu nedenle, mahkemece Dairemizin yukarıda açıklanan ilkeleri doğrultusunda .. ada .. parsel sayılı taşınmazın ekonomik kullanım bütünlüğü bozulmayacak şekilde başkaca geçit alternatifleri araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Ayrıca, geçit bedelinin belirlenmesinde uzman bilirkişilere keşif tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın değeri hususunda objektif kıstaslar esas alınmak suretiyle rapor hazırlatılması gerekirken bedelin belirlenmesinde esas alınan kıstaslar gösterilmeksizin hesaplama yapılması doğru görülmemiş, belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar G.. K.. ile E.. K..’un temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.