Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8425 E. 2014/13984 K. 08.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8425
KARAR NO : 2014/13984
KARAR TARİHİ : 08.12.2014

MAHKEMESİ : Akşehir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/04/2014
NUMARASI : 2013/432-2014/171

Davacı tarafından, davalı aleyhine 05.11.2013 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırılık nedeniyle elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan ve TMK’nın 737. maddesine göre çözümlenmesi gereken elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
Davacı, davalıya ait .. parsel sayılı taşınmazların içindeki sınıra yakın dikilen ağaçların .. parsel sayılı taşınmazına zarar verdiğini öne sürerek ağaçların kesilmesi suretiyle komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
TMK’nın 737. maddesi, taşınmaz maliki ya da kullananı, komşusuna zarar verecek her türlü davranışlardan kaçınmakla yükümlü tutulmuşlardır. Komşuların aralarındaki menfaatleri dengelemek için bazı davranışlardan kaçınma, bazılarına da katlanma ödevleri vardır.
Bilirkişi raporlarında, bir elatma bulunup bulunmadığı, bu elatmanın katlanılabilir sınırlar içerisinde mi kaldığı, yoksa taşkın kullanmanın mı söz konusu olduğu tüm detayları ile açıklanmalı, taraflar arasındaki zorunlu çıkar çatışmalarını denkleştirecek en adil çözüm yolu veya yolları gerekçeli olarak gösterilmelidir. Davacının zararının önlenmesi esas olmakla birlikte davalıya da en az zarar verecek veya külfet yükleyecek önlem veya önlemler belirtilmelidir.
Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri de gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
6100 sayılı HMK’nun 297. maddesinin 2. bendi gereğince de “hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Bu hükümden maksat, mahkeme kararının taraflar arasında yeni bazı uyuşmazlıklara neden olmadan kolaylıkla infazının sağlanmasıdır.
Somut olayda, davanın kısmen kabulüne, davalının taşınmazlarındaki sınıra yakın ağaçların ziraat bilirkişi raporunda belirttiği şekilde davalı tarafından her yıl budama zamanında budanmasına karar verilmiş ise de davalının ağaçlarının davacının taşınmazına ne şekilde zarar verdiği, hangi ağaçların ne kadar miktarda budanacağı yönünde hükümde ve bilirkişi raporunda bir açıklık bulunmamaktadır.
Ayrıca davalı, kararın infazından sorumlu tutulamaz.
Bu durumda açıklanan hususlarda Dairemizin yukarıda belirtilen ilkeleri doğrultusunda yeniden inceleme yapılarak bilirkişiden hüküm kurmaya yeterli ve infaza elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 08.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.