Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8416 E. 2014/12433 K. 06.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8416
KARAR NO : 2014/12433
KARAR TARİHİ : 06.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2012/649-2014/47

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.11.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. A.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, paydaş olduğu 2… ada 1.. parsel sayılı taşınmazda dava dışı kişilerin paylarını 06.01.2011, 19.01.2011 ve 21.12.2011 tarihlerinde satış yoluyla davalılara devrettiklerini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalılara ait payların tapusunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı A.. A.. fiili taksim savunmasında bulunmuş İ.. K.. davanın reddini talep etmiş, davalı M.. E.. ise davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan A.. A.. temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı A.. A..’ın aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda; davalılar A.. A.. ve İ.. K.. fiili taksim savunmasında bulundukları halde bu husus yeterince araştırılmamıştır. Bu durumda mahkemece dava konusu taşınmazın başında keşif de yapılmak suretiyle davalı A.. A..’ın fiili taksim savunması yukarıda değinilen ilkelere göre araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken belirtilen husus gözardı edilerek eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı A.. A..’ın diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının yatırana iadesine, 06.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.