Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8404 E. 2014/14077 K. 09.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8404
KARAR NO : 2014/14077
KARAR TARİHİ : 09.12.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 2. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2012/556-2013/1846

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.07.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil talebinin reddine, tazminat talebinin kabulüne dair 07.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalının müvekkiline dava konusu 7 no’lu bağımsız bölümü proje üzerinden sattığını, müvekkilin edimini yerine getirerek satış bedelini ödediğini, ancak davalının gönderdiği noter ihtarı ile sözleşmeyi hiçbir sebep göstermeden feshettiğini, ancak müvekkilinin edimini yerine getirdiği için sözleşmenin hala geçerliliğini sürdürdüğünü belirterek dava konusu taşınmazın sözleşme zamanındaki projeye uyularak müvekkili adına tesciline, sözleşmenin ifasının mümkün olmaması halinde bağımsız bölümün teslim tarihindeki rayiç değerinin faiziyle birlikte tahsiline ve müvekkili lehine manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki satış sözleşmesinde satış bedelinin iadesine ilişkin düzenlemeye göre davacının rayiç değeri talep edemeyeceğini, satış bedelinin depo edilmesi ve bu bedelin davacıya ödenmesine muvafakat ettiklerini ancak fazlaya ilişkin taleplerin ve manevi tazminat isteğinin reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin proje yapımının iptal edilmesi nedeniyle davalı tarafından feshedildiği, dava konusu projenin iptali nedeniyle davacının tescil talebinin fiilen mümkün olmadığı gerekçesiyle rayiç değerinin yasal faiziyle davalıdan tahsiline ve manevi tazminata hükmedilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları, davalı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Kural olarak sadece kişilik hakkı ihlal edilen kimse manevi tazminat isteyebilir. Malvarlığının ihlali sonucunda ortaya çıkan zararlar için manevi tazminat istenemez. Malvarlığına yönelik eylemler de şüphesiz kişiyi az veya çok üzüntüye düşürebilir ise de kişisel hakkı ihlal eden eylem niteliğinde kabul edilemez.
Somut olayda, davacının sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı müspet zarar kişilik haklarına yönelik olmayıp doğrudan doğruya malvarlığı hakları ile ilgilidir. Davacının iç huzurunu bozacak nitelikte değildir. Manevi tazminatın koşullarını düzenleyen 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre malvarlığına yönelik zararlar kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak benimsenemez.
Bu nedenle mahkemece, davacının manevi tazminat isteminin tümden reddi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.