Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8331 E. 2014/14196 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8331
KARAR NO : 2014/14196
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Bafra 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/09/2013
NUMARASI : 2013/247-2013/395

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.05.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın usulden reddine dair verilen 13.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesi gereğince tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece davalı olarak gösterilen kişinin dava tarihi itibari ile ölü olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ehliyeti, davada taraf olma ehliyetidir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, taraf ehliyetini tanımlamamış, 38. maddesiyle Türk Medeni Kanununa yollamada bulunmakla yetinmiştir. Türk Medeni Kanununun 28. maddesi gereğince de gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyeti sona erer. Dava tarihinden önce ölümü nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur.
Ancak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafta iradi değişiklik” başlıklı 124. maddesi gereğince bir davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün ise de maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebilir. Ayrıca, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
Somut olayda; davalı M.. K.. dava konusu taşınmazdaki payını 07.08.1956 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile İ..l O..’a satmayı vaat etmiş, 05.12.1997 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile de İ..O.. mirasçıları davacı C.. A..’e satış vaadinde bulunmuşlardır. Davacı, dava
dilekçesiyle tapu maliki M.. K.. aleyhine tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Nüfus kayıtlarına göre M.. K..’in 20.03.1963 tarihinde öldüğü anlaşılmış, mahkemece davanın bu nedenle yani davalı olarak gösterilen kişinin dava tarihi itibari ile ölü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı C.. A.., davalı M.. K.. ile dava dışı İ.. O.. arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesini temlik alan kişi olup davalı M.. A.. K..ile yapılan sözleşmenin tarafı olmadığından dava tarihi itibariyle ölü olduğu anlaşılan bu şahsı davalı göstermesi yukarıda belirtilen yasa hükmü gereğince kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır.
Bu durumda mahkemece, davalının dosya içerisindeki verasat ilamında belirtilen mirasçılarına dava dilekçesi usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın usulden reddi oğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.