Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8329 E. 2014/14195 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8329
KARAR NO : 2014/14195
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Dörtyol 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/03/2014
NUMARASI : 2011/444-2014/110

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 03.06.2011-08.07.2011 gününde verilen dilekçe ile asıl davada tapu iptali ve tescil, birleştirilen davada elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların reddine dair verilen 05.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, birleştirilen dava ise mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı- birleştirilen davada davalı vekili temyiz etmiştir.
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.
İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.
Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış (inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi) “delil başlangıcı”niteliğinde bir belge varsa 6100 sayılı HMK’nın 202. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi “tanık” dahil her türlü delille ispat edilebilir.
Yazılı delil veya “delil başlangıcı” yoksa inanç sözleşmesinin ikrar (HMK m.188) yemin (HMK m.225 vd) gibi kesin delillerle de ispat edilmesi olanaklıdır. Davacının yemin deliline dayanması halinde mahkemenin davacıya bu hakkını hatırlatması gerekir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; Davacı birleştirilen davada davalı, dava konusu taşınmazda 809/10200 pay satın aldığını, paylı satışın mümkün olmaması nedeniyle tapudan devir yapılamadığını, davalının imar uygulaması yapıldığında payın devredileceği hususunda verdiği söze güvenerek payına düşen kısma ev yaptığını, tapuda devir imkanı bulunduğunu ileri sürerek .. parselin davalı adına olan 809/10200 payın tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, iddiaların doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davacı, iddiasını yazılı delil veya delil başlangıcı ile kanıtlayamamıştır. Ancak, 02.02.2012 tarihli delil listesinde delilleri arasında “yemin” demek suretiyle açıkça yemin deliline de dayanmış, son oturumda yemin teklif etmek istediğini beyan etmiştir. Bu durumda mahkemece, davalıya yemin teklif edildiğinden yemin edip etmeyeceği sorularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.