Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8318 E. 2014/13008 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8318
KARAR NO : 2014/13008
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Konya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/11/2013
NUMARASI : 2008/158-2013/711

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; ödenen bedelin iadesine ve 20.000,00 TL ceza-i şartın alınmasına dair verilen 26.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile duruşmasız olarak davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 18.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacı vekili Av. G.. B.. ile karşı taraf davalı vekili Av. A.. Ö.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 01.08.2007 tarihli sözleşme gereğince davalıya ödeme yapıldığı halde sözleşme konusu dükkanın inşaatının tamamlanarak kendisine teslim edilmediği gibi 09.11.2007 tarihinde sözleşmenin feshedildiğini, karşılıklı görüşmelerden sonuç alınamadığını ileri sürerek sözleşmeye konu dükkanın davacı adına tesciline, zemindeki diğer dükkanların 15 yıl süre ile üçüncü şahıslara satılamayacağına veya üçüncü şahıslar lehine sınırlı ayni hak tesis edilemeyeceğine, eczane olarak kiralanamayacağına dair şerh verilmesine, aksi takdirde sözleşmeye uygun olarak davacıya teslimine ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edilmesine, fazlaya dair talep hakları saklı tutularak 6 aylık gecikme bedeli olan 6.000,00 TL ile dış sıva iskele bedeli 400,00 TL olmak üzere toplam 6.400,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsiline, süresinde teslim edilmemekten dolayı kâr kaybı aylık 7.500,00 TL’den 6 aylık 45.000,00 TL’den fazla haklar saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 24.09.2013 tarihinde harçlandırdığı ıslah dilekçesinde; bilirkişi incelemesi ile aylık 2.478,12 TL kâr kaybı saptandığını, bu nedenle bu kaleme ilişkin 1000,00 TL’lik taleplerini 13.868,72 TL artırarak 14.868,72 TL olarak ıslah ettiklerini açıklamış ve anılan meblağın 01.10.2007 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin geçersiz olduğunu, irade fesadı, gabin ve davacının edimini yerine getirmemesi nedeniyle 09.11.2007 tarihli ihtarname ile feshedildiğini, sözleşmede öngörülen taşınmaz mülkiyetinin bedelsiz geçeceğine ilişkin cezai şartın yasanın öngördüğü şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuş ve yargılama aşamasında davacının kira bedeli olarak ödediği 100.000,00 TL’yi iade etmeye hazır olduklarını beyan etmiştir.
Mahkemece, sözleşmede gayrimenkul mülkiyetinin devri ile ilgili hükümler bulunduğu ancak sözleşmenin yasanın öngördüğü biçimde düzenlenmediği, davalının fesih iradesi ve davacının da cezai şart talebi nazara alındığında sözleşmenin feshedildiği sonucuna varılarak davacının davalıya ödediği 100.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle, sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle takdir edilen 20.000,00 TL cezai şartın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında haricen düzenlenen 01.08.2007 tarihli “sözleşme” başlıklı 17. maddeden oluşan kira sözleşmesi aynı günde noterce tasdik edilmiştir. Sözleşme gereğince davacı, arsa sahibi ve yüklenici konumundaki davalı tarafından yapılacak dükkan için davalıya 100.000,00 TL bedel ödeyip belli bir süre için de kendisine teslim edilecek dükkanı 15 yıl boyuca kira ödemeden kullanacaktır. Sözleşmede teslim edilecek dükkanın niteliği de saptanmış ve 15 yıl boyunca zemin kattaki diğer dükkanların “eczane” olarak kiraya verilemeyeceği taşınmazın 2 ayda teslim edilmemesi halinde her ay için aylık 1.000,00 TL gecikme tazminatı ödeneceği öngörülmüş ve sözleşmenin 7-8 numaralı hükümlerine aykırı hareket halinde arsa sahibi tarafından cezai şart olarak kiralanan dükkânın davacı L.. A..’a tapuda devri de kararlaştırılmıştır.
Taraflar arasındaki karşılıklı edimleri içeren sözleşme gereğince davalının maliki olduğu arsa üzerine yapılacak inşaattan zemin kattaki bir dükkanın davacıya eczane olarak kullanılmak üzere kiraya verilmesi öngörülmüştür. Ne var ki davalının 09.11.2007 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiği ve dava konusu taşınmazı davacıya teslim etmediği, bu nedenle görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Sözleşmenin imzalandığı tarihinden itibaren 2 ay içerisinde yani 01.10.2007 tarihinde dava konusu dükkanın tamamlanarak teslim edilmesi taahhüt edilmiş ise de tapu kaydına göre taşınmazın halen “arsa” vasfında olduğu, inşaatın ruhsatının 19.09.2007 tarihinde alındığı, 2 aylık sürede tesliminin mümkün olmadığı ve sözleşmenin 14. maddesinde mülkiyetin devrini öngören cezai şartın sözleşmenin yasanın öngördüğü resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçersiz olduğundan davalı tarafça davalıya 09.11.2007 tarihinde gönderilen ihtarname ile sözleşmenin haklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır.
1-Mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler, yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine uygun olduğundan davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, haricen düzenlenen sözleşmeye dayalı tapu iptali ve tescil, kira sözleşmesinin tapu kaydına şerhi, taşınmazın teslimi, gecikme bedeli ile kar kaybının tahsili istemlerine ilişkindir.
HMK’nın “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26. maddesi uyarınca istisnalar dışında hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez.
Somut oluyda, davacı dava dilekçesi ve ıslah dilekçesinde davalıya ödenen 100.000,00 TL bedel ile 20.000,00 TL cezai şartın tahsilini dava ve talep etmediği halde mahkemece, belirtilen bedellerin tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekili ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.