Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8258 E. 2014/13036 K. 18.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8258
KARAR NO : 2014/13036
KARAR TARİHİ : 18.11.2014

MAHKEMESİ : Aksaray 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2014
NUMARASI : 2013/1060-2014/528

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 2.. ada 1.. parsel sayılı taşınmazda 04.10.2013 tarihinde davalıya satılan 1/5 payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, önalım hakkının kullanılamayacağını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazda tüm paydaşların kullandığı bir yerin bulunmadığı ve fiili olarak bir taksimin belirlenemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmaz her ne kadar tapuda arsa vasfında gözükse de üzerinde bodrum, zemin ve iki katlı betonarme yapı bulunduğu, dinlenen tanık beyanlarına göre davacı L.. K..’ın en üst katta oturduğu, satıcı L.. K..’ın ise ikinci katta oturduğu, birinci katın ise boş vaziyette olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının ve davalıya pay satan L.. K.. taşınmazda kullandığı ayrı ayrı bölümler mevcut olduğundan mahkemece, dava konusu taşınmazda fiili taksimin varlığı kabul edilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.