Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/819 E. 2014/4621 K. 07.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/819
KARAR NO : 2014/4621
KARAR TARİHİ : 07.04.2014

MAHKEMESİ : Kuşadası 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 10/04/2013
NUMARASI : 2012/500-2013/162

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 10.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin yükleniciyle davalı arsa sahipleri arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye bırakılan bağımsız bölümü yükleniciden temlik aldığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini istemiştir.
Davalı arsa sahipleri, yüklenicinin sözleşmenin yapılmasından kısa bir süre sonra hapis cezası alarak inşaata gelmediğini ve inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini yerine getirmediğini, davalılardan G.. K..’nın dava konusu taşınmazın maliki olmadığını ve 25.12.2009 günlü kat karşılığı inşaat sözleşmesinin 29.03.2011 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı yüklenici, açılan davayı kabul etmiştir.
Mahkemece, sözleşmenin tarafı olan yüklenici ve arsa maliklari arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshine karar verildiği bu fesihten sonra yüklenici ve davacı üçüncü kişinin feshedilen sözleşmedeki hükümlerden yararlanamayacağı, davalı G.. K..’nın ise tapu kaydında malik görünmediğinden kendisine husumet düşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Davalılar arasında aktedilen 25.12.2009 günlü kat karşılığı inşaat sözleşmesi yükleniciye kişisel hak sağlar. Koşulları yerinde ise, yüklenici
kazandığı şahsi hakka dayanarak arsa sahibini bir şey vermeye veya yapmaya zorlayabilir. Kişisel hak kazanan yüklenici, bu hakkını doğrudan arsa sahibine karşı ileri sürebileceği gibi, şahsi hakkını arsa sahibinin rızası gerekmeden yazılı olmak koşuluyla (BK m.163) üçüncü bir kişiye de temlik edebilir. Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması arsa payı devri karşlığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa ile sonuçlanmasına bağlıdır. Çünkü, temlik işleminin dayanağını arsa sahibi ile yüklenici arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi oluşturur.
Ne var ki somut uyuşmazlıkta, davalılar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi noterde biçimine uygun olarak feshedildiğinden ve kural olarak da fesih geriye etkili sonuçlar doğuracağından bu fesih işleminden sonra ne yüklenici ne de onun temlik ettiği üçüncü kişi feshedilen sözleşmedeki hükümlerden yararlanamaz.
Ancak davacı, feshin Borçlar Kanunu 18. maddesi uyarınca muvazaalı yapıldığını iddia etmiştir. Bu durumda mahkemece inşaatın fiziki olarak tamamlanma oranı keşfen tespit edilmeli, fesih tarihi itibariyle arsa sahiplerince tahammül edilebilecek bir seviyeye ulaştığı tespit edilirse davacının muvazaa iddiasına ve davalıların bu yöndeki savunmalarına ilişkin delilleri toplanmalı, muvazaa iddiasının kanıtlanması halinde eksik işler bedeli davalı arsa sahiplerine ödenmek üzere davacı tarafça depo edildiği takdirde davanın kabulüne karar verilmelidir.
İnşaatın yukarıda belirtilen seviyede tamamlanmamış olması veya bu oranda tamamlanmış olmakla birlikte muvazaa iddiasının kanıtlanmaması halinde davacının yükleniciye karşı BK 96. (6098 sayılı TBK 112) maddesi uyarınca rayiç bedele ilişkin tazminat talebi de bulunmadığına göre davanın reddine karar verilmelidir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.