Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8140 E. 2014/12246 K. 03.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8140
KARAR NO : 2014/12246
KARAR TARİHİ : 03.11.2014

MAHKEMESİ : Sivas 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2012/130-2014/33

Davacı tarafından, davalı aleyhine 23.07.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili, dava konusu yerin davalı tarafından satın alındığı tarihten itibaren kullanıldığını, kullanımın davacı tarafça bilindiğini, davanın süresinde açılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur
Mahkemece, dinlenen tanık anlatımlarından davacının satışı öğrendiği, davasını kanundaki hak düşürücü süre olan 3 ay içerisinde açmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m.733/4).
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve herhalde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer(TMK m. 733/4).
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
TMK’nın 733. maddesi gereğince; “Yapılan satış, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilir.
Önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer.”
Bu süre hak düşürücü bir süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.09.2005 tarihli, 2005/6-358 E., 470 K. sayılı kararının gerekçesinde de açıklandığı üzere üç aylık hak düşürücü sürenin başlaması için öğrenme yeterli olmayıp TMK’nın 733/3. maddesi uyarınca noter ihtarının tebliği gerekir.
Somut olaya gelince; TMK’nın 733/3 maddesi gereğince noter aracılığıyla yapılması gereken bildirim yapılmamıştır. Davalıya hisse devri 06.08.2010 tarihinde olup, dava 23.07.2012 tarihinde yani 2 yıllık süre geçmeden açılmıştır. Bu haliyle dava süresindedir. Tüm bu deliller ışığında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.