Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/8120 E. 2014/12724 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/8120
KARAR NO : 2014/12724
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/04/2014
NUMARASI : 2011/84-2014/221

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 03.03.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince;
Mahkemece dava konusu taşınmazda bulunan tek katlı kerpiç evin davalıya pay satanların miras bırakanı İsmail İşler tarafından kullanıldığı bu şekilde fiilen taksim edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu payın bulunduğu taşınmaz tapuda avlulu ev olarak kayıtlıdır. 08.03.2012 tarihli keşifte dinlenen ve beyanı hükme esas alınan davalı tanıklarından Ş.. İ.. dahi taşınmaz üzerinde bulunan evin davalıya pay satanların murisi İsmail İşler tarafından yapıldığını, diğer kardeşlerinde ev yapımında yardımcı olduklarını, arsanın ise tüm hisedarlara ait olduğunu, davacılardan A.. İ.. tarafından işletilen değirmenin mülkiyetinin de tüm paydaşlara ait olduğunu beyan etmiş, davacı tanıkları da davalıya pay satanların murisi İsmail’in köyde oturması için arsaya hep birlikte ev yapıldığını, ancak arsanın mülkiyetinin tüm hissedarlara ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bu durumda yukarıda açıklandığı şekilde önceki paydaşlar arasında yerleri ayrılmak suretiyle fiili bir paylaşımın varlığından bahsedilemez. Mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken fiili taksim nedeniyle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 12.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.