Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/7988 E. 2014/13757 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7988
KARAR NO : 2014/13757
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Batman 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/02/2014
NUMARASI : 2013/692-2014/158

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 27.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne ve duruşma isteminin dava dilekçesinde gösterilen dava değeri nazara alınarak reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu payın davalı tarafından taşınmazda paydaş olan Yusuf mirasçılarından satış vaadi sözleşmesi ile satın alındığını, davalının Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/17 Esas sayılı dosyasında açtığı ferağa icbar davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, taşınmazda daha önce paydaş olmayan davalıya karşı önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı vekili, davalının dava açıldığı tarih itibariyle tapuda malik olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu taşınmazı 19 yıl önce satış vaadi sözleşmesiyle aldığını, önalım hakkının taşınmazın dava tarihindeki bedeli üzerinden kullanılabileceğini savunmuştur.
Mahkemece, yasal önalım hakkının alıcıya karşı dava açılarak kullanılacağını, ancak tescil yapılmadığı durumlarda payını satan üçüncü kişiye karşı dava açılması gerektiği belirtilerek tapuda malik görünmeyen davalıya karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü şahsa satılması halinde diğer paydaşa o payı öncelikle satın alma hakkını veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve o payın üçüncü kişiye satılması ile de kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Bununla birlikte dava konusu edilen pay davalıya satış vaadi sözleşmesi ile satılmış ve tapuda ferağ verilmemiş ise bu sözleşmeye dayanan cebri tescil davaları sözleşmede gösterilen bedel esas alınarak açılır. Sözleşme borçlusu edimini yerine getirmediği takdirde alacaklı tarafından açılan tescil davasına muhatap olur. Alınan cebri tescil kararının kesinleşmesi ile de, mülkiyet satış vaadi alacaklısına geçer ve paydaşın o tarihte önalım hakkını kullanma yetkisi doğar. Normal olarak satış vaadi sözleşmesindeki satış bedelinin önalım bedeli olarak kabul edilmesi gerekir. Ancak sözleşmenin kurulduğu tarih ile önalım davası arasında uzunca bir süre geçmiş ise bu durumda önalım bedeli önalım davasının açıldığı tarihteki pay değeridir.
Somut olaya gelince; dava konusu .. parsel sayılı taşınmazdaki 6/18 pay H.. A…oğlu Y..G.. adına kayıtlı iken tapu malikinin mirasçıları gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile paylarını davalıya satmayı vaat etmişlerdir. Söz konusu paylar tapuda halen Y..G..mirasçıları adına kayıtlı olduğundan davalı tarafından bu konuda adı geçen paydaşlar hakkında açılan tapu iptali ve tescil davası Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 12.06.2013 günlü ve 2010/17 Esas – 2013/333 sayılı Kararı ile kabulle sonuçlanıp 03.07.2013 tarihinde kesinleşmiştir. Dava konusu pay mahkeme kararı ile kazanılmış ise, mahkeme kararının kesinleşmesi ile önalım hakkı kullanılabilir hale gelir. Zira Türk Medeni Kanunun 705/2 maddesi uyarınca mahkeme kararının kesinleşmesiyle tescile gerek olmaksızın mülkiyet alıcıya geçmiş sayılır. Bu itibarla davacının önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ne var ki, anılan dava sonucu davalı adına tesciline hükmedilen paylar, söz konusu karar tapuda infaz edilmediğinden halen satıcı paydaşlar adına kayıtlıdır. Yani, tapuda davalı adına bir pay kaydı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacı tarafa kesinleşen mahkeme kararının tapuda infaz ettirilip yeni sicil oluşturulması için süre ve olanak tanınarak oluşacak yeni tapu kaydının celbinden sonra karar verilmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.