Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/7965 E. 2014/13441 K. 26.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7965
KARAR NO : 2014/13441
KARAR TARİHİ : 26.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/09/2013
NUMARASI : 2011/975-2013/483

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil (gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanan) istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; bir kısım davalılar yönünden davanın atiye bırakılması ve diğer davalılar yönünden davanın kabulüne dair verilen 12.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili ve davalı A.. İ.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalıların bir kısmı davanın reddini savunmuş, diğerleri duruşmalara katılmamıştır.
Mahkemece, davalılardan G.. İ.. hakkındaki davanın atiye bırakılması nedeniyle bu davalı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili ile davalılardan A.. İ.. temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
6100 sayılı HMK’nın 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu itibarla, tapu iptali ve tescil davalarında davalıların birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazların paylı maliklerinden satış vaadi borçlusu davalı H.. D..’un yargılama devam ederken 28.08.2013 tarihinde vefat ettiği ancak mirasçıları davaya dahil edilmeden yargılamaya son verildiği anlaşılmıştır. Bu sebeple ölü H.. D..’un mirasçılarına dava dilekçesi ve duruşma günü usulüne uygun olarak tebliğ edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davanın esastan sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.