Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/775 E. 2014/5504 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/775
KARAR NO : 2014/5504
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : Yalova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/03/2013
NUMARASI : 2011/240-2013/217

Davacı- karşı davalı vekili tarafından, davalılar- karşı davacılar aleyhine 20.05.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil; karşı dava ile de satış vaadi sözleşmesinin iptali, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 21.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar- karşı davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 29.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler davalılar- karşı davacılar vekili Av. R.. S.. geldi, başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalıların murisi Feyhan ile 03.10.2002 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile 2334 sayılı parseldeki 3 numaralı bağımsız bölümün satışının vaat edildiğini, edimini yerine getirdiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalılar, murislerinin tedavisi sırasında ekonomik baskı altında taşınmazı çok düşük bir bedelle davalıya satmak zorunda kaldıklarını, satış vaadi sözleşmesinin biçim koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlar; karşı dava ile de satış vaadi sözleşmesinin iptalini, elatmanın önlenmesini ve şimdilik 8.000 TL ecrimisil bedelinin alınmasını istemişlerdir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalılar-karşı davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava satış vaadi sözleşmesinin iptali ile mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemlerine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesine dayanan tescil isteminin hüküm altına alınabilmesi için sözleşmede kararlaştırılan bedel ödenmiş olmalıdır. Ancak, bedelden ödenmeyen bir kısım var ise bu bedel Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca depo ettirilmelidir.
Dava konusu 03.10.2002 tarihli düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ödeme planının yer aldığı 04.10.2002 tarihli protokol tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık sözleşme bedelinin ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı 28.07.2011 havale tarihli davaya cevap dilekçesinin üçüncü sayfasında “protokol gereği belirtilen edimlerin tümü yerine getirilmemiştir. 08.06.2004 tarihli senet bedeli ödenmediğinden edim tam olarak yerine getirilmemiş ve böylece protokolde satış da gerçekleşmemiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur. Davacı vekili de 26.08.2011 havale tarihli dilekçesinde tapu devri yapılmadığı için son bono bedelinin ödenmediğini kabul etmiştir. Taşınmaz satış vaadine dayalı tescil kararı verilebilmesi için protokolde yer alan son bono bedeli 5.000 TL’nin ödenmesi gerekir. Bu nedenle, 818 sayılı Borçlar Kanununun 81. maddesi uyarınca edimini yerine getirmesi için davacı tarafa uygun bir süre verilerek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar bir yana bırakılarak yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.