Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/7736 E. 2014/13297 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7736
KARAR NO : 2014/13297
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2013/4438-2014/32

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.12.2010 ve 09.05.2011 gününde verilen dilekçeler ile tapu iptali ve tescil mümkün olmaz ise tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat davasının davalı S.. Ş.. yönünden kabulüne, diğer davalılar aleyhine açılan tazminat davasının reddine dair verilen 29.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Davacı, davalılardan S.. Ş.. ile arsa sahibi N.. K..’nun imzaladıkları 25.05.2007 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile A.. ilçesi 1.. parsel no’lu taşınmaz üzerine yapmayı üstlendiği inşaat aşamasında 16 no’lu bağımsız bölümü yüklenici S.. Ş..’den 08.08.2008 tarihli sözleşme ile satın aldığını ancak bu dairenin tapusunun muvazaalı olarak S.. U..’a verildiğini, daha sonra kısa süre içerisinde D.. K.. ve T.. K.. adına devredildiğini, bu devirlerin de muvazaalı olduğunu beyan ederek, tapu iptali ve tescil, mümkün olmaz ise satış bedeli olan 40.000,00 TL’nin 08.08.2008 ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı T.. K.. davaya konu taşımazı D.. K..’dan 45.000,00 TL’ye satın aldığını, inşaat bitmediği için kiraya veremediğini, müteahhitten veya önceki malikten aldığını, sadece kendisine satan D.. K..’ı tanıdığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı arsa sahibi N.. K.. vekili, müteahhite ait olan bağımsız bölümün tapu kaydını müteahhitin istediği kişiye devrettiğini, davanın reddini istemiştir.
Davalı S.. Ş.. dava konusu taşınmazın müteahhiti olduğunu, bina iskan aşamasına gelince inşaatı terkettiğini, davaya konu 16 no’lu daireyi 45.000,00 TL civarında bedelle davacıya sattığını, bakiye 3.000,00 TL alacağı kaldığını, işleri bozulduğu için davalılardan S.. U..’a devrettiğini, anlaşmalarına göre S.. U..’ın davacıya devredeceğini, olmaz ise kendisine devredeceğini ancak onun başka kişiye sattığını, S.. U..’dan para almadığını savunmuştur.
Diğer davalılar S.. U.. ve D.. K.. davaya cevap vermemiştir.
Birleştirilen Ankara 7. Tüketici Mahkemesi 2011/586 Esas sayılı dosyasında davacı vekili davalı arsa sahibi N.. K.. aleyhine aynı iddialarla tapu iptali ve tescil, olmaz ise tazminat istemiştir.
Mahkemece davaların birleştirilerek yapılan yargılamasında keşif sonucu düzenlenen 04.10.2012 tarihli bilirkişi raporunda inşaatın % 88,95’inin tamamlandığı, dairenin ilk iki devrinin muvazaalı olması mümkün ise de son malike yapılan satış bedelinin gerçek değere yakın olup, taşınmaz üzerinde malik T.. K..’ın borçlu olduğu 150.000,00 TL’lik ipotek bulunduğu dikkate alındığında son malike (T.. K..) yapılan satışın gerçek satış olduğu, iyiniyetli olarak tapu kaydına güvenerek daireyi satın alan T.. K..’ın adına olan tapunun iptali mümkün olmayacağından davacının tapu iptali ve tescil davasının reddine, davacıya verilecek tazminata dava tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, davalı S.. Ş.. aleyhine açılan davanın kabulüne, 40.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar aleyhine açılan tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yüklenicinin temlikine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.
Davalı S.. U..’ın imzasını taşıyan 30.05.2009 tarihli tutanak ve yüklenici S.. Ş..’in 03.02.2012 tarihli duruşmadaki bu belgeyi doğrulayan tutanak içeriğinde “yapılacak binada müteahhit S.. Ş..’e düşen 16 numaralı daireyi herhangi bir bedel ödemeden sırf müteahhit S.. Ş..’in alacaklarından mal kaçırmak için N.. K..’ndan muvazaalı biçimde aldım” şeklindeki beyanı arsa sahibinin yüklenicinin talimatı ile 10.11.2008 tarihinde davalı S.. U..’a temlik etmesinden sonra diğer davalı S.. U..’ın köylüsü ve akrabası D.. K..’a 28.11.2008 tarihinde çok düşük bedel ile (1000 YTL) satışından sonra davalı D.. K..’ın davalı T.. K..’a 13.05.2009 tarihinde 40.000,00 TL bedel ile satış yoluyla devrettiği anlaşılmaktadır.
6098 sayılı TBK’nın 19. maddesi hükmü gereğince tarafların sözleşmedeki gerçek maksatlarını gizlemek için kullandıkları sözlere bakılmayıp onların hakiki ve müşterek maksatlarının ne olduğunu belirlemek gerekir.
Yüklenicinin talimatı ile satış yapan arsa sahibi N.. K..’ndan taşınmazı temlik alan S.. U..’ın ve ondan temlik alan D.. K..’ın el ve işbirliği içerisinde oldukları, yapılan devirlerin muvazaalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalılar müteahhit S.. Ş.. ile birlikte S.. U.. ve D.. K.. yönünden de tazminat isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Ayrıca davacı A.. D.. ile yüklenici S.. Ş.. arasında yapılan 08.08.2008 tarihli sözleşmenin 5. maddesinde “Dairenin teslim edilmemesi veya tapusunun herhangi bir sebeple verilmemesi halinde alınan para, ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte iade edilecektir” şeklindeki hüküm gereğince satış bedeline ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kararlaştırıldığından dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru görülmemiş, belirtilen nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.