Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/771 E. 2014/5095 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/771
KARAR NO : 2014/5095
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : Yatağan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/06/2013
NUMARASI : 2010/259-2013/226

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil veya tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tazminat isteminin kabulüne dair verilen 05.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı K.. G.. tarafından istenilmekle, tayin olunan 15.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı K.. G.. ile karşı taraftan davalı H.. G.. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, .. parsel sayılı taşınmazın paydaşı davalı babası Kadir’in 1995 yılında verdiği izin ile taşınmaza bina yaparak 2000 yılından bu yana ikamet ettiğini, diğer davalı Halil İbrahim’in de paydaş olduğu taşınmaza iyiniyetle yaptığı bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu, taşınmaz değerini depo etmeye hazır olduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya yapı değeri için şimdilik 10.000TL bedelin alınmasını; 11.03.2013 günü harcı yatırılan ıslah dilekçesiyle de 77.435TL tazminatın tahsilini istemiştir.
Davalı Halil İbrahim, davalı Kadir ile paydaş oldukları taşınmaza davacı ile davalı Kadir’in birlikte yaptığı binanın davalı Kadir’e isabet eden kısımda kaldığını; davalı Kadir ise, binanın davacı katkısı bulunmadan tarafından yaptırıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, 77.435TL bedelin davalı Kadir’den alınmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı K.. G.. temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre davalı Kadir’in aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Ancak, yasa koyucu somut olaydaki taşınmazların durumunu genel hükümlere bırakmamış, bu konumdaki taşınmazların maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi Türk Medeni Kanununun 722, 723. ve 724. maddelerinde özel olarak düzenlemiştir. Uyuşmazlığın bu kapsamda değerlendirilmesi gerekecektir.
TMK’nın 724. maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir. Öngörülen iyiniyetin TMK’nın 3. maddesinde hükme bağlanan sübjektif iyiniyet olduğunda da kuşku yoktur. Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu tarla niteliğindeki 385 parsel sayılı taşınmazda 1/2 şer pay davalılar adına kayıtlıdır. Davalı H.. G.. tarafından Yatağan Noterliği’nce düzenlenen 26.07.1999 günlü muvafakatname ile payına taşkınlık olmamak koşuluyla inşaat yapımına onay verildiği görülmüştür. Davacı, davalı babası Kadir’in verdiği izin uyarınca taşınmaza iyiniyetle bina yaptığını ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya bina bedelinin tahsilini istemiştir.
Temliken tescil isteminin öncelikli koşulu yapı sahibinin iyiniyetli olmasıdır. Dava konusu taşınmazın davacıya ev yapması için devredildiğine ilişkin yazılı bir belge olmadığı gibi taraf tanıkları da tarafların iddia ve savunmalarını doğrular nitelikte beyanda bulunmuşlardır. Ayrıca, davacı inşaat sırasında yaptığı harcamaları gösterir bir kanıt da sunmamıştır. Bu nedenle, davacı iyiniyetli olduğunu ispatlayamadığından TMK’nın 723/son maddesindeki tazminatın hüküm altına alınması gerekir. Bu tazminat ise yapıda kullanılan malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyecek bedeldir. Hükme esas alınan 28.01.2013 günlü inşaat bilirkişisinin ek raporunda dava konusu binanın dava tarihindeki değeri tespit edilerek bu değerden yıpranma payı düşülerek asgari levazım bedeli bulunmuştur. Raporda bilirkişinin değer tespiti yasa hükmüne uygun değildir. Bu nedenle, TMK’nın 723/son maddesi gereğince yapıların imalinde kullanılan malzemenin en az değerinin belirlenmesi için uzman bilirkişiden yeniden rapor alınarak bu bedelin hüküm altına alınması gerekirken
eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Kadir’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.04.2014 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
K A R Ş I O Y
Davacı,.. parsel sayılı taşınmazın paydaşı davalı babası Kadir’in 1995’te verdiği izin ile bina yaptığını, malzemeler ve işçilik paralarını ödediğini, o tarihten itibaren kullandığını ileri sürerek taşınmazın adına temliken tescilini, olmadığı takdirde yapı değerinin tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece tapu iptali ve tescil ret, asgari levazım değeri olan 77.435,00 TL’nin davalı Kadir’den tahsili hüküm altına alınmıştır.
TMK’nın 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacının TMK’nın 3. maddesindeki subjektif iyiniyetin yokluğu nedeniyle tescil talebi dinlenemez.
Ancak dava konusu evi, başlangıçta davalı Kadir’in rızası ile yaptığı, bedellerin davacı tarafından ödendiği, ev yapımında çalışanların yeminli beyanı ve davacının kardeşi, davalının oğlu A.. G..’nin beyanı ile sabittir. Davalı Kadir, daha sonra bu muvafakatı kaldırmıştır. Bu durumda davacıya ödenecek tazminat TMK 723/son değil, 723/II. fıkrasında ifadesini bulan tazminat miktarıdır.
Bu nedenle mahkeme kararının onanması düşüncesi ile sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.