Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/7547 E. 2014/12762 K. 13.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7547
KARAR NO : 2014/12762
KARAR TARİHİ : 13.11.2014

MAHKEMESİ : Niğde Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/12/2013
NUMARASI : 2011/1479-2013/1040

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı M.. E.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, TMK’nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı M.. E.., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilerek 1.. parsel sayılı taşınmaz lehine 1.. parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı M.. E.. temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı M.. E..’in aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı M.. E..’in diğer temyiz itirazlarına gelince; Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
TMK’nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit davalarında uygulanacak kesintisizlik ilkesi gereğince lehine geçit hakkı kurulan taşınmazdan itibaren genel yola ulaşıncaya kadar geçit hakkı kurulması gerekir.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; davacı, 1.. parsel sayılı taşınmazından genel yola çıkamadığını ileri sürerek geçit hakkı tesis edilmesini istemiş, mahkemece yapılan keşif sonucu hükme esas alınan 26.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda birinci seçenek olarak davacının maliki olduğu 1.. parsel sayılı taşınmazdan “A” harfi ile gösterilen ve davalının maliki olduğu taşınmazdan “B” harfi ile gösterilen toplam 333,15 m2 yüzölçümündeki kısımdan geçit hakkı kurulabileceği belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece, geçit davalarında uygulanması gereken kesintisizlik ilkesi gereğince davacının 1852 parsel sayılı taşınmazından genel yola ulaşabilmesi amacıyla maliki olduğu 1861 parsel sayılı taşınmazından da geçit hakkı kurulması gerekirken yazılı şekilde sadece davalının maliki olduğu 1827 parsel sayılı taşınmaz aleyhine geçit hakkı tesis edilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.