Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/7010 E. 2014/12327 K. 04.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/7010
KARAR NO : 2014/12327
KARAR TARİHİ : 04.11.2014

MAHKEMESİ : Bursa 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2014
NUMARASI : 2013/268-2014/25

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 15.03.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden taraf gelmedi. Karşı taraftan davalı vekili Av. S.. B.., geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü beyanı dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Dava, önalım hakkına nedeni ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davacılar vekili, hükmün temyizinden sonra 29.09.2014 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiği ve vekaletnamelerinden davadan feragate yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiş, aynı yasanın 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu yoldadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulunun 16.11.1966 tarihli ve 1438/290 sayılı, 27.5.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararları)
Bu nedenle kararın davacıların davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.