YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6975
KARAR NO : 2014/10725
KARAR TARİHİ : 30.09.2014
MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2014
NUMARASI : 2013/108-2014/210
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 26.02.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.03.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, tapuda gösterilen bedelin gerçek satış bedelini yansıtmadığını, taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu kısmın S. H. tarafından fiilen kullanılan yer içinde kaldığı bu yüzden önalım hakkının ancak S. H. tarafından kullanılabileceği ve mahkemenin 2013/116 Esas sayılı dosyasında S.H.’nun davalı F.. G..’e karşı önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtığı ve kabul ile sonuçlandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Davalı F.. G..’in 14.06.2012 tarihinde tapuda paydaş T. Y.’e ait 13847/594300 payı 6.000,00 TL bedelle ve yine 20.06.2012 tarihinde T. Y.’in kalan 13847/594300 payını 6.000,00 TL bedelle toplamda 13847/297150 payı tapu harç ve masrafları dışında 12.000,00 TL bedelle satın aldığı anlaşılmıştır.Davacılar, dava konusu bu paya yönelik olarak önalım hakkına dayanarak dava açmışlar ve aynı mahkemenin 2013/116 Esas sayılı önalım davası ile de paydaş S. H.’nun dava konusu pay için önalım hakkını kullandığı anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.06.1947 tarihli 1947/5 E., 1947/18 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği önalım hakkını kullanan paydaşların pay oranları ne olursa olsun önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar. Dava konusu pay için hem davacıların hem de diğer paydaş S. H.’nun dava açtığı anlaşıldığından her iki davanın konusu aynı olup davalar arasında HMK’nın 166. maddesi gereğince bağlantı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle bağlantılı davaların birlikte görülmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.