Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6934 E. 2014/10726 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6934
KARAR NO : 2014/10726
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2014
NUMARASI : 2013/116-2014/162

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.03.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, asli müdahale talepleri bulunmadığından müdahil talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 26.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahiller vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, tapuda gösterilen bedelin gerçek satış bedelini yansıtmadığını, taşınmazın fiilen taksim edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
M.. D.., N.. E.., Ş.. B.., M.. B.., M.. H.. ve A.. B.. aynı nedenlere dayanarak HMK’nın 65. maddesi uyarınca asli müdahale talebinde bulunarak aynı pay alımına yönelik olarak önalım hakkını kullanmışlardır. Asli müdahiller 13.05.2013 tarihli müdahale dilekçelerinde hem davalı F.. G..’e yönelik hemde davacı S.. H..’na yönelik Kozan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/107 ve 2013/108 Esas sayılı dava dosyaları ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açtıklarını ve davacı S.. H.. aleyhine açılan önalım davası kabul edildiğinde davacının payının kalmayacağından davanın reddedilmesi gerekeceği bu nedenle bu dosyaların birleştirilmesi ya da bekletici mesele yapılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Mahkemece, dava konusu payın davacı Süleyman’ın fiilen kullandığı yer içerisinde kaldığı ve taşınmazda bu pay bakımından fiili taksimin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, asli müdahillik talepleri hususunda ise HMK’nın 65. maddesi gereğince usulünce açılmış bir asli müdahale davası bulunmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmü, müdahiller vekili temyiz etmiştir.
Davalı F.. G..’in 14.06.2012 tarihinde tapuda paydaş T. Y.’e ait 13847/594300 payı 6.000,00 TL bedelle ve yine 20.06.2012 tarihinde Tufan Yücel’in kalan 13847/594300 payını 6.000, 00 TL bedelle toplamda 13847/297150 payı tapu harç ve masrafları dışında 12.000,00 TL bedelle satın aldığı anlaşılmıştır.Dava konusu bu paya yönelik davacı ve yukarıda adı geçen M.. D.. ve arkadaşları önalım hakkını kullanmışlardır.
Asli müdahale, HMK’nın 65. maddesinde düzenlenmiştir. Anılan madde uyarınca dava konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden kişi karar verilinceye kadar hakkını ileri sürerek davanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Harcı da yatırılarak yapılan müdahale başvurusunun konusu da ayrı bir dava olarak incelenerek sonuçlandırılmalıdır. Müdahale talebinde bulunan M.. D.. ve arkadaşları 16.05.2013 tarihli makbuzla harcını yatırarak dava konusu pay üzerinde hak iddia ettiklerinden müdahale taleplerinin asli müdahale niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.06.1947 tarihli 1947/5 E., 1947/18 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereği önalım hakkını kullanan paydaşların pay oranları ne olursa olsun önalım hakkına konu paydan eşit oranda yararlanırlar. Paydaş olan asli müdahiller davalı F.. G..’e önalım nedeniyle aynı mahkemede görülmekte olan 2013/108 Esas sayılı davayı açtıklarını belirtmişlerdir. Bu durumda her iki davanın konusu aynı olup davalar arasında bağlantı bulunduğundan HMK’nın 166. maddesi gereğince bu davanın ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilmesine karar verilmelidir. Ayrıca, birleştirilmesi gereken bu davalarda hüküm verilebilmesi, asli müdahillerin davacı S.. H..’na açtıkları 2013/107 Esas sayılı önalım davasına bağlı olduğundan HMK’nın 165. maddesi gereğince de bu davanın sonucu beklenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle bağlantılı davaların birleştirilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.