YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6766
KARAR NO : 2014/12289
KARAR TARİHİ : 04.11.2014
MAHKEMESİ : Adana 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/12/2013
NUMARASI : 2012/368-2013/957
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.02.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.11.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. N.. Ş.. ile karşı taraftan davacı vekili Av. A.. A.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, paydaşı olduğu 7 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının paylarını 17.01.2011 günü satış yoluyla davalıya devrettiğini, bildirim yapılmadığını ileri sürerek, payların önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.
Davalı, satış değerinin gerçekte daha yüksek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Somut uyuşmazlıkta, dava tarihinde davacının paydaş olduğu 7 parsel sayılı taşınmazda davalının da satın alma nedeniyle paydaş olduğu görülmektedir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazda 13.12.2012 daha sonra da 11.04.2013 tarihinde yapılan imar uygulamasıyla sayfa kapatılarak 2.. parsel sayılı taşınmaz oluşmuştur. İmar uygulamasıyla oluşan 20 sayılı parselde de davacı ve davalının paydaş olduğu görülmektedir. Mahkemece, davacının istemi kabul edilerek 7 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulmuş ise de, imar uygulaması sonucu anılan taşınmazın sayfası kapatılmış olduğundan, bu parsel hakkında hüküm kurulması infazda tereddüte neden olacaktır.
Mahkemece, imar uygulaması sonucu oluşan 20 sayılı parselle ilgili olarak bir karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüte neden olacak biçimde imar uygulamasıyla sayfası kapatılan 7 sayılı parsel hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.