Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6709 E. 2014/13255 K. 24.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6709
KARAR NO : 2014/13255
KARAR TARİHİ : 24.11.2014

MAHKEMESİ :4. Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.06.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve … B.. B.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kök parselin ihyası ya da tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 20.12.2012 tarihli ve 2012/4586 Esas, 2014/15528 Karar sayılı ilamı ile “…Sicil kayıtlarının illetini teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilerek kayıtların dayanıksız hale geldiği ve sicil kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğü belirlenmek ve benimsenmek suretiyle bilirkişi rapor ve krokisinde gösterildiği üzere eski hale ihya davasının kabulüne karar verilmiş olmasında ve yargılama giderlerinden davalı gerçek kişinin sorumlu tutulmamış olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki; davanın açılmasına davalı … Büyükşehir Belediyesi ile… Belediyesi’nin yapmış oldukları işlemlerin sebep olduğu, çekişme konusu bölümün yargılama sırasında yeni kurulan… Belediyesi sınırları içerisine dahil edilerek… Belediyesi ile ilgisinin kalmadığı, ancak anılan Belediyenin yapmış olduğu işlemlerden halefiyet ilkesi gereği… Belediyesi’nin sorumlu olduğu halde, davalı … B.. B.. ile Ç.. B.. yönünden husumet yokluğundan ret kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, kabule göre de; Çukurova Belediyesi hakkında husumetten davanın reddine karar verildiği halde bir kısım yargılama giderleri ile davacı yararına vekalet ücretinin anılan Belediyeye yüklenmiş olması da isabetsizdir.
Öte yandan; imar parseli hakkında imarla oluşan sicil kaydının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilmiş olması doğru olmadığı gibi, Hazine adına tescil yönünde hüküm kurulmamış olması da yerinde değildir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, kararların imar uygulamalarının iptali nedeniyle fiilen infaz imkanı bulunmayışı, ayrıca verilen kararların imar adası içinde birbirini de etkilediği gözetilerek esas çözümün imar düzenlemeleri kapsamında davacı tarafın taleplerinin idari yargı kararları çerçevesinde çözümlenebileceği, Hazineden alınan yerlerin sadece imar planı değişikliği ile aynen ayrıldığı genel hizmet alanına tahsisliğinin devamı ile ilgili herhangi bir düzenleme olmadığından davacının bu yerlerle ilgili talep hakkınında bulunmadığı, … İdare Mahkemelerince verilen iptal kararları karşısında Büyükşehir Belediye Encümenince yeni işlem tesisi ile tapu kütüğünde imar düzenlemesi yönünde şerh bulunup idari yargı kararı çerçevesinde yeniden encümen kararı ile yeni imar düzenlemesi yapılması kararı alınıp çalışmalara başlanmakla sonuçlanmamış tapu iptali ve tescil ile tazminat talepli bu tür davaların da konusunun kalmadığı, davacının talebine ilişkin çekişmenin yeni imar düzenlemesi kapsamında çözümlenmesi gerektiği, aksi durumda davanın kabulü halinde yeni imar düzenlemesine yeni aykırılık ve çelişkiler de doğup kesinleşen kabul kararlarının tapuda infazının mümkün olmayacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Bozmaya uyulmuş olmakla lehine bozma kararı verilen taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşacağından bozma gereklerinin aynen yerine getirilmesi zorunludur.
Kaldı ki, imar parsellerinin hukuki dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK’nın 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal
edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamına aykırı olarak davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.