Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6707 E. 2014/11635 K. 23.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6707
KARAR NO : 2014/11635
KARAR TARİHİ : 23.10.2014

MAHKEMESİ : Merzifon Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2011/427-2013/148

Davacılar tarafından, davalı aleyhine 08.08.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.02.2014 günlü hükmün temyizi üzerine temyiz isteğinin süre yönünden reddine ilişkin 13.12.2013 günlü ek kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, yola cephesi bulunmayan 799 parsel sayılı taşınmazı lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece, 799 parsel sayılı taşınmaz yararına 798 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Hükmü temyiz eden davalı S.. H..’ya gerekçeli kararın usulüne şekilde tebliğ edilmediği mahkemece 13/12/2013 tarihli ek kararla belirlenmiştir.Bu nedenle gerekçeli kararın yeniden tebliğe çıkarılması gerekirken, temyizin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine, kararın davalıya tebliğine karar verildiği görülmekle yerinde olmayan temyiz talebinin reddine ilişkin 13/12/2013 tarihli 2011/427 Esas 2013/148 Karar sayılı ek karar kaldırılarak dosyanın esasının incelenmesine geçildi.
Türk Medeni Kanununun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Mahkemece 16/04/2012 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek 20/04/2012 havale tarihli krokideki B seçeneğinden geçit kurulmasına karar verilmişse de yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli değildir.
Davacının 799 sayılı parselinden batıya doğru davalının 798 sayılı parselinin güneydoğu köşesinden başlayarak bu parselin güneybatı köşesindeki bina arasında kalan kesiminden geçit kurularak genel yola ulaşılmasının mümkün olup olmadığı araştırılmamıştır.
Ayrıca bu seçenek uygun olmadığı takdirde üçgen şeklindeki eni 1.93 metre olan yol boşluğunun meyilli olması da gözetilerek iş makinalarıyla makul sürede emek sarfedilerek kuzeydeki 798 sayılı parselden tamamlanmak suretiyle geçit kurulup kurulamayacağı konusunda inceleme yapılarak ve belirtilen yerlerden genel yola ulaşım sağlayabilecek farklı alternatifler belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23/10/2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.