YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6677
KARAR NO : 2014/11818
KARAR TARİHİ : 27.10.2014
MAHKEMESİ : Gökçebey Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/01/2014
NUMARASI : 2012/177-2014/3
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.06.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 10.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin ise değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 1501 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduğunu, dava dışı Ş.. B..’nun 1/9 payını 17.06.2010 tarihinde davalıya 15.000 TL’ye sattığını, noterden kendisine bildirim yapılmadığını belirterek önalım hakkı nedeniyle davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Davalı, taşınmaz üzerindeki 2. kattaki daireyi 27.04.2001 tarihinde davacının babası İ.. B..’ndan haricen satın alarak bedelini ödediğini, bugüne kadar içinde oturduğunu, daha sonra İ.. B..’nun oğlu Ş.. B..’dan davaya konu 1/9 payı satın aldığını, fiili taksimin yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mimar bilirkişi raporunda, taşınmaz üzerinde zemin, asma kat ve üstünde 3 kat olduğunu, zemin kat ve asma katın boş sinema, diğer her bir katta birer daire olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamında özetle, “Fiili taksim savunmasının araştırılması gerektiği” gerekçesiyle hükmün bozulduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın fiili taksim nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir..
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda, dava konusu taşınmaz üzerindeki binanın önceki eşit paylı malikleri M.. B.., İ..B.. ve R.. B.. tarafından yapıldığı, eski paydaşlar arasındaki fiili taksim sonucu zemin ve asma kattan sonraki 2. kattaki dairenin İ.. B..’na düştüğü, İ.. B..’nun fiilen kendisine düşen 2. kattaki daireyi 27.04.2001 tarihli harici senetle davalıya satarak teslim ettiği, daha sonra İ.. B..’nun taşınmazdaki 1/3 payını 20.12.2002 tarihinde çocukları olan davacı İ.. B.., dava dışı A..R..B.. ve Ş.. B..’na tapuda sattığı, dava dışı R..B..’nun taşınmazdaki 1/3 payını 29.08.2006 tarihinde davacıya sattığı, dava dışı Ş.. B..’nun 1/9 payını 17.06.2010 tarihinde davalıya tapuda sattığı, bunun üzerine davacının 24.06.2010 tarihinde önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil davası açtığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı, amcası olan R..B..’nun 1/3 payını 29.08.2006 tarihinde tapudan satın alarak R..B..’na düşen 1. kattaki daireyi tasarruf etmekte ise de babası İ..B..’ndan kardeşleri ile birlikte satın aldığı paya düşen ve davalı tarafından haricen satın alınan 2. kattaki dairenin davacı ve kardeşleri arasında fiilen taksimi söz konusu değildir. Bu nedenle, önalım hakkını kullanan davacının kötüniyetli olduğundan söz edilemez.
Mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.10.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.