Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6563 E. 2014/11847 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6563
KARAR NO : 2014/11847
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2013
NUMARASI : 2000/842-2013/448

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.11.2000 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan hakka; ve ayrıca satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisinde yer alan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre yüklenici sıfatına sahip Yusuf Demir 22.04.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle Z.. T..’a, 01.05.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle N.. A..’ya, 10.05.1995 tarihli adi yazılı sözleşme ile H.. K..’ya, 10.05.1993 tarihli adi yazılı sözleşme ile M.. K..’ya alacağını temlik etmiştir. Görülüyor ki, dava dosyasında bu davacılar yönünden yüklenicinin temliki işlemine dayanılarak tapu iptali tescil istenmiştir.
Ancak yine dosya içerisinde bulunan arsa sahibi N.. A..’ın kendi adına asaleten Melek, Dilek, M.. A.. adına vekaleten imzaladığı 16.01.2009 tarihli 13283 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vekaletname ile yüklenici Y..D..’e dava konusu taşınmazın 3 ve 5 katları ile zeminde bulunan dükkanları dilediği bedelle satımı konusunda vekalet verdiği anlaşılmıştır. Yüklenici Y..D.. de bu vekaletnameye istinaden 14.01.1993 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı Ö.. G..’a, 03.06.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı İ.. T..’a, 29.09.1992 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı G.. E..’a, 20.09.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle davacı H.. A..’a, 30.10.1991 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle H.. A..’a dava konusu 541 parselde yer alan birbirinden farklı daireleri satmayı vaat etmiştir. Bu davacılar yönünden de yapılan işlem satış vaadi sözleşmesi olduğundan, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal tescil istenmektedir
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacılar Z.. T… N.. A.., H.. K.. ve M.. K..’nın yüklenici Y.. D.. ile yaptığı sözleşmeler yüklenicinin temliki niteliğinde olduğundan ve bu davacılar tarafından yüklenici temlikine dayalı tapu iptali ve tescil isteğinde bulunulduğundan bu kişiler yönünden davanın görüleceği mahkeme tüketici mahkemesidir.
N.. A.. ve çoçuklarına vekaleten Y.. D..’in diğer davacılar Ö.. G.., İ.. T.., G.. E.., H.. A.., H.. A.. ile yaptığı sözleşmeler yüklenici temliki niteliğinde olmadığından, bu davacılar ile ilgili davanın tüketici mahkemesinde görülme olanağı yoktur. Çünkü, tüketici mahkemesi ile genel mahkemede görülecek davanın yargılama yöntemi farklıdır. Bu davanın tüketici mahkemesinde görülme olanağı bulunmadığından mahkemece HMK.nın 114. maddesi gözetilerek davacılar Z.. T.., Nurettin Ada, H.. K.., M.. K.. ‘nın açtığı davaların tefrikine karar verilmesi gerekirken davada asliye hukuk mahkemesi görevliymiş gibi esas hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.