YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6558
KARAR NO : 2014/11232
KARAR TARİHİ : 15.10.2014
MAHKEMESİ : Gölova (Kapatılan) Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2009
NUMARASI : 2007/7-2009/82
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2007 gününde verilen dilekçe ile muarazanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 16.10.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, su arkına duvar çekmek suretiyle vaki elatmanın önlenmesi ve duvarın kal’ine karar verilmesi isteğine ilişkindir.
Davalı, aralarındaki anlaşmaya uygun olarak duvarı yaparken borular döşemek suretiyle suyun davacının taşınmazına ulaşmasını sağladığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.”
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince;
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Ve, “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de;
“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.
10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmasızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olayda, tefhim edilen kısa kararda davanın kısmen kabulüne karar verilerek “… davalı S.. İli G.. İlçesi Y.. Köyü 118 ada 130 parsel sayılı taşınmazın 128 ada 12 parsel sayılı taşınmaza gelen su kanalına duvar çekmek suretiyle elatmasının engellenmesine, davalı parsel malikinin el atmasının giderilmesi için beton duvarın yıkılmasına veya duvardan geçit açılmasına yer olmadığına, …” karar verilmiş iken gerekçeli kararda davanın kabulüne karar verilerek ” … Gölova İlçesi, Yaylaçayı Köyü, 118 ada 130 parsel sayılı taşınmazın 128 ada 12 parsel sayılı taşınmaza giden su arkına vaki el atmasının engellenmesine…” karar verildiği, hüküm sonucunun gerekçeli karardan farklı olarak belirtildiği görülmektedir.
Bu itibarla, gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 15.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.