Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6484 E. 2014/11795 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6484
KARAR NO : 2014/11795
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Ağrı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2010/167-2014/52

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 08.04.2010 gününde verilen dilekçe ile mera parseline müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.01.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı F.. T.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 291 sayılı mera parselinden davalının su kanalı geçirmek suretiyle elatmasının önlenmesi ve kanalın kal’ini istemişlerdir.
Davalı vekili öncelikle davacıların aktif dava ehliyeti bulunmadığı yönünden ayrıca kira sözleşmesine göre pasif husumet yokluğundan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece mera parseline yönelik müdahale nedeniyle köy muhtarı dava açmadığında köy halkından bir ya da bir kaç kişinin dava açarak meradan yararlanma haklarının korunmasını istemede hukuki yararlarının bulunduğu belirtilerek davanın kabulüne, 291 no’lu mera parseline yapılan müdahalenin menine ve kanalın kalline karar verilmiştir.
Hükmü davalı F.. T.. vekili temyiz etmiştir.
Dava, meraya elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Hukuki nitelikleri itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olan meralar özel mülkiyete konu olamazlar. Bu nedenle de mülkiyeti devlete ait olan yerlere ilişkin davayı Hazine açabileceği gibi meraların sınırları içinde bulunduğu ve yararlanma hakkı olan köy tüzelkişilikleri ve belediyelerin de dava açma hakları vardır. Ancak, somut olayda olduğu gibi, köy muhtarının dava açmaması ya da taşınmazın tarla niteliğinde kalmasında menfaati bulunması halinde köy halkından bir ya da birkaç kişinin dava açma hakkı olup olmadığı sorunu karşımıza çıkmaktadır.
Somut olayda; dava köy halkından olan gerçek kişiler tarafından açılmıştır. Köy adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi ile köy aleyhine açılan davalarda köyü temsil yetkisi 442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Bu açıklamalardan sonra kısaca belirtmek gerekirse, o köyden bazı kişilerin köyün menfaatini ileri sürerek şartlar oluşmadan köy adına veya köyü temsilen dava açma yetkileri bulunmamaktadır.
Mahkemece, davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddi yerine esastan incelenerek sonuçlandırılması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.