Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6477 E. 2014/11794 K. 27.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6477
KARAR NO : 2014/11794
KARAR TARİHİ : 27.10.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/02/2014
NUMARASI : 2013/59-2014/86

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.01.2013 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13.02.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı N.. B.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 1885 ada 18 parsel sayılı sayılı taşınmazda inşa edilen ön cepheden zemin üstü 2. kattaki bağımsız bölüm meskeni dava konusu taşınmazın 14.10.2010 tarihli davalı arsa sahibi ile yapılan satış vaadi kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicisi olan davalı şirketten 11.04.2012 tarihli ve 11648 yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile 5.000.00 TL bedelle satım ve teslim aldığını belirterek 1885 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki satın aldığı dairenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı yüklenici şirket davaya cevap vermemiştir.
Davalı arsa sahibi vekili, yüklenici şirketin 14.10.2010 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince edimini yerine getirmediğini beyanla davanın reddi savunmuştur.
Mahkemece, davacı ile tapu maliki arsa sahibi arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığı ayrıca taşınmaz üzerinde henüz kat mülkiyeti ve kat irtifakı kurulu olmadığından sözleşmesinin yerine getirilme imkanı olmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı N.. B.. vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır. Söz konusu taşınmazın da bir konut satış sözleşmesiyle satın alındığı belirtilerek bu dava açılmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi,
(l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Somut olayda da; davacı tüketici, davalının ise yüklenici olduğu anlaşıldığından o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.10.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.