Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6125 E. 2014/12509 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6125
KARAR NO : 2014/12509
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/11/2013
NUMARASI : 2011/522-2013/542

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, imar düzenlemesi işleminin iptali sebebiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, D.. Belediye Başkanlığı tarafından İmar Kanunu’nun 18. maddesine dayanılarak yaplan işlemlerin Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 2001/911 Esas, 2002/1515 Karar sayılı kararı ile iptal edildiğini, buna göre davalı adına davaya konu 2.. ada, 1 parsel sayılı taşınmazda pay tescili işleminin dayanağı kalmadığından davalı Hazine payının adına tescilini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 5.12.2012 tarihli bilirkişi raporundaki görüşler esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının maliki olduğu 2.., 2.., 2.., 2.. sayılı kadastral parsellerin imar uygulamasına tabi tutularak 2.. ada, 1 sayılı imar parselinin oluştuğu ve bu parselde davalı adına pay tescil edilerek sicile kaydedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, imar planı ve yapılan imar işleminin iptali husunda idari yargı yerinde dava açmış ve Sakarya 2. İdare Mahkemesinin 2001/911 Esas, 2002/1515 Karar sayılı dosyasına sunulan 02.09.2002 tarihli bilirkişi kurulu raporunda “3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesine dayalı yapılan uygulamada yoldan ihdasları belediyenin kendi adına tescil ettiği, ancak böyle bir uygulamanın yapılamayacağı, kapanan yollardan oluşan ihtasların yine yeni oluşacak yol ve benzeri alanlarda kullanılarak mahsuplaşmanın yapılması gerektiği ve böylelikle de DOP’un düşeceği ve yapılan uygulamanın uygun olmadığı” belirlenmiş ve bu belirleme nedeni ile de idare mahkemesince 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca tabi tutulduğu imar düzenlemesi işleminin davacı taşınmazlarına yönelik kısmında ise hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesi ile imar düzenlemesi işleminin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği sabittir.
Buna göre, tapu kütüğündeki tescilin idari karara dayanması ve idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi karşısında imar şuyulandırması sonucu oluşan imar parsel sicillerinin illetten mücerret hale geldiği, bir başka ifade ile imar parsellerinin hukuki dayanağının ortadan kalktığı ve kayıtların yolsuz tescil durumuna düştüğü açıktır.
Bu durumda, mahkemece imar düzenlemesi işleminin iptali ile imar parselinin tescilinin dayanağının ortadan kalktığı gözetilmeksizin “dava konusu alanda yeniden imar uygulaması yapılsa bile Basın İlan Kurumuna ait 44140 m²’lik düzenleme öncesi toplam alan, mevcut uygulamadaki DOP oranına yakın bir değerle kesinti yapılacağından müstakil parsel için oluşturulacak parselin sınırlarının küçültülmesi gerekecektir. Aynı işlemin 2310 ada, 1 numaralı parselin yüzölçüm ve hisse oranları açısından imar durumuna göre bölünmeye uygun ise tarafların uygun göreceği şekilde ifraz yolu ile de yapılabilecektir” şeklindeki bilirkişinin sübjektif kanaatine itibar edilerek davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Ayrıca, tapu iptali ve tescil davaları kural olarak tapu maliki aleyhine açılması gerektiğinden görülmekte olan bu davada Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.