Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/6048 E. 2014/6971 K. 27.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/6048
KARAR NO : 2014/6971
KARAR TARİHİ : 27.05.2014

MAHKEMESİ : Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/03/2013
NUMARASI : 2004/74-2013/275

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.03.2004 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi; davalı- birleştirilen dosya davacı vekili tarafından 09.03.2005 gününde verilen dilekçe ile mecra irtifakı kurulmasının istenmesi ve her iki davanın birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; birleştirilen davanın kabulü ile mecra hakkı tesisine, asıl davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 27.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı- birleştirilen dosya davalı vekili ve davalı- birleştirilen dosya davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kâl, birleştirilen dava Türk Medeni Kanunun 744. maddesi gereğince mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline ait 3593 parsel sayılı taşınmaz üzerinden davalının yüksek gerilim hattı geçirerek el attığını iddia ederek elatmanın önlenmesini ve yüksek gerilim hattının kal’ini istemiştir.
Davalı-birleştirilen dosya davacı vekili, asıl davanın reddi ile müvekkiline ait çimento fabrikasının faaliyet gösterebilmesi için 35.. parsel sayılı taşınmaz lehine 35.., 30.., 30.. parsel sayılı taşınmazlardan enerji nakil hattı geçirilmek suretiyle mecra hakkı kurulmasını istemiştir.
Mahkemece, birleşen davanın kabulü ile 35.. parsel sayılı taşınmaz lehine 35..3, 30.., 30..parsel sayılı taşınmazlardan mecra hakkı kurulmasına, mecra hakkı kurulmuş olması nedeniyle asıl dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve birleştirilen dosya davacı vekilleri temyiz etmişlerdir.
Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca “Her taşınmaz maliki, uğrayacağı zararın tamamının önceden ödenmesi koşuluyla su yolu, kurutma kanalı, gaz ve benzerlerine ait boruların, elektrik hat ve kablolarının, başka yerden geçirilmesi olanaksız veya aşırı ölçüde masraflı olduğu takdirde, kendi arazisinin altından veya üstünden geçirilmesine katlanmakla yükümlüdür.”
Mecra irtifakı kurulması istemine ilişkin davalarda, irtifak hakkı taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından, leh ve aleyhine irtifak hakkı kurulması istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına mecra irtifakı kurulacak taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise, dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Mecra irtifakı kurulması isteğine ilişkin davalar, özünü komşuluk hukuku ilkelerinden alması nedeniyle yapılacak araştırma ve incelemede, öncelikle davacının mecra ihtiyacının bulunup bulunmadığı saptanmalıdır. İhtiyacın saptanması halinde de, çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığı incelenip, hukukun genel bir ilkesi olan “fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi” uyarınca taraf yararları da gözetilerek en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinden mecra irtifakının bağlanacağı su, elektrik, gaz ve benzerine ait yol ya da kaynak ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde kurulmalıdır. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği ayrıca belirlenerek kararda gösterilmelidir.
İrtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Davanın niteliği gereği, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Anılan maddenin son fıkrası uyarınca, istem halinde gideri davacı tarafından karşılandığında mecra hakkının tapu siciline kaydına da karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; mahkemece keşif ve bütün değerlendirmeler dava tarihine kadar kullanılagelen güzergah üzerinden yapılmıştır. Bu nedenle yeniden keşif yapılarak başkaca alternatifler araştırılarak özellikle 3593 parsel sayılı taşınmaz dışında yoldan ve 30.. parsel sayılı taşınmazdan geçirilmek suretiyle mecra hakkı tesis edilip edilemeyeceği tartışılarak, üzerinden en az masrafı gerektiren ve bundan en az zarar görecek taşınmaz üzerinden mecra tesisine karar verilmelidir.
Ayrıca, 31.. parsel sayılı taşınmazda bulunan trafo merkezinden enerji alınacağı ve bu taşınmaz ile yararına mecra hakkı kurulan taşınmaz arasında kesintisiz bağlantı sağlayacak şekilde mecra hakkı kurulması gerektiğinden, birleştirilen dosya davacısının 31.. parsel sayılı taşınmazın maliki ya da maliklerini harçsız olarak davaya katmasına imkan verilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan nedenlerle eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı-birleştirilen dosya davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, davalı- birleştirilen dosya davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 27.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.