YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5694
KARAR NO : 2014/6168
KARAR TARİHİ : 12.05.2014
MAHKEMESİ : Ilgaz Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/11/2012
NUMARASI : 2012/115-2012/155
Davacı tarafından, davalı aleyhine 16.05.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davalının 39 ada 201 parsel sayılı taşınmazında yaptığı hafriyat nedeniyle kendisine ait alçaktaki 39 ada 11 parsel sayılı taşınmazına toprak aktığını, meyve ağaçlarının zarar gördüğünü, kömürlüğünün duvarında çatlaklıklar meydana geldiğini öne sürerek elatmanın önlenmesi, sınıra istinat duvarının yapılması, kömürlüğündeki çatlakların eski hale getirilmesi ve ağaçlarındaki zarar nedeniyle 1.000 TL’nin tahsili istemiyle dava açmıştır.
Davalı, taşınmazını yargılama sırasında üçüncü kişiye sattığını, davacıya zarar vermediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne, Ilgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1 Değişik İş sayılı dosyası içindeki İnşaat bilirkişi İ. D. tarafından düzenlen rapora göre taşınmazların sınırına 22 metre uzunluğunda 6 metre genişliğinde istinat duvarının davalı tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki 39 ada 201 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ve resmi satış senetlerinin incelenmesinden, 39 ada 201 parsel sayılı taşınmazın davalı H.. A.. adına kayıtlı iken yargılama sırasında 20.11.2012 tarihinde dava dışı B. Ö.’a, dava dışı B. Ö. tarafından da karar tarihinden sonra 24.12.2013 tarihinde dava dışı R. S.’a satılarak tapudan devredildiği anlaşılmaktadır.
Alacağın temliki ve borcun nakli Borçlar Kanununun 162 ila 181. maddelerinde düzenlenmiştir. Temlik, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızası alınması gerekmez. Temlik, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun temlikten sonraki asıl muhatabı artık alacağı temellük eden (devralan) kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için temlik işleminden sonra borcunu devralan kimseye ifa etmesi gerekir.
Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
Anılan maddeye göre,
1-Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Somut olayda; dava konusu 39 ada 201 parsel sayılı taşınmaz yargılama sırasında ve karar tarihinden sonra üçüncü kişiye devrolunduğundan, mahkemece öncelikle davacıya HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçim hakkının hatırlatılması davacının davasını şimdi olduğu gibi elatmanın önlenmesi, eski hale getirilmesi ve tazminat istemi olarak devam ettirmesi halinde yeni malikin usulüne uygun olarak davaya dahil edilerek davanın görülmesi gerekirken, davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 12.05.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.