Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/5685 E. 2014/14143 K. 11.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5685
KARAR NO : 2014/14143
KARAR TARİHİ : 11.12.2014

MAHKEMESİ : Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/05/2012
NUMARASI : 2009/406-2012/210

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 09.09.2009 gününde verilen dilekçe ile su geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 08.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı İ.. Ç.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava, Türk Medeni Kanununun 761. maddesi gereğince “zorunlu su irtifakı” kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştr.
Hükmü, davalı İ.. Ç.. temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 761. maddesi; “Evi, arazisi veya işletmesi için gerekli sudan yoksun olup, bunu aşırı zahmet ve gidere katlanmaksızın başka yoldan sağlayamayan taşınmaz maliki, komşusundan, onun ihtiyacından fazla olan suyu tam bir bedel karşılığında almasını sağlayacak bir irtifak kurulmasını isteyebilir. Zorunlu su irtifakının kurulmasında öncelikle kaynak sahibinin menfaati gözetilir…” şeklindedir.
Zorunlu su mecra irtifakı kurulmasına ilişkin istemlerde; isteği öne süren kişinin zorunlu su mecra hakkı kurulmasına ihtiyacı olup olmadığının saptanması, taşınmazının bu ihtiyacını karşılama olanağı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulması, su ihtiyacı varsa bunu kendisinin aşırı zahmet ve gidere katlanarak başka yoldan sağlayıp sağlamayacağının araştırılması, bütün bunların yanında da zorunlu su irtifakı kurulacak kaynak sahibinin menfaatinin gözetilip gözetilmediği hususları üzerinde durulması gerekmektedir. O yüzden bu tür davalarda zorunlu su irtifakı kurulacak güzergâhtaki bütün taşınmaz malikleri ile kaynak sahibi davada taraf olarak yer almalıdır. Çünkü bu tür irtifakın da kesintisizlik ilkesine göre tesisi gerekir. Ayrıca mecranın niteliği, nasıl ve hangi araçlarla geçirileceği de belirlenerek kararda gösterilmelidir.
Diğer taraftan, irtifak hakkının bedeli, taşınmazların niteliğine göre uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak saptanmalı ve bedel hükümden önce mahkeme veznesine depo ettirilmelidir.
Bu tür davaların niteliği gereği de, yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince; Davacı .. parsel sayılı taşınmazının baraj suyundan yararlanabilmesi için davalıların taşınmazlarından mecra hakkı kurulmasını istemiştir. Mahallinde yapılan keşif sonucu davalılara ait ..ve davacıya ait .. parsel sayılı taşınmazlar üzerinden mecra hakkı tesis edilmiştir. Ancak mahkemece bu konuda yapılan inceleme ve araştırmalar yeterli değildir. Yukarıda değinilen ilkelere göre öncelikle davacının sulama suyu ihtiyacını başka yoldan karşılama imkanının olup olmadığı belirlenmelidir. Ayrıca, davalılar, davacı taşınmazının daha önce bir bütün iken .. parsel sayılı taşınmazlardan bölündüğünü, bu taşınmazlardan mecra hakkı kurulmasını istenmesi gerektiğini ileri sürdüklerinden bu savunmaları da dikkate alınarak davacı taşınmazının önceki kayıtları getirtilip bir bütünden bölünüp bölünmediği, öncelikle bu taşınmazlardan mecra hakkı kurulması gerekip gerekmediği de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
11.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.