Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/5491 E. 2014/12497 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5491
KARAR NO : 2014/12497
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/04/2013
NUMARASI : 2010/578-2013/299

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.07.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, maliki olduğu 642 sayılı kadastro parselinin imar uygulamasına tabi tutularak kendisine …. ada 4 sayılı imar parselinde pay tescil edildiğini, imar işleminin idari yargı yerince iptal edildiğini ileri sürerek, 642 sayılı kadastro parselinin ihyası isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, husumet itirazında bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, parselin ihyasına (kadastral parsele dönüştürülmesine) karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dava, kadastral parselin ihyası isteğine ilişkindir.
Tapu sicilinin dayanağını teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilmesi sonucu sicilin yolsuz tescil durumuna düşeceği açık olup kadastral parselin mülkiyet ve geometrik yönden ihyasına karar verilmesi gerekir.
Davacı, kadastral parselin ihyasını istemekle, imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesini amaçlamakta olup bu durumda kadastral parselin kısmen ihyası mümkün olmayacağından ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespiti ile koşulları oluşmuş ise tamamının tapularının iptali yönünde karar vermek gerekir.
Diğer taraftan tapu iptali ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı da tartışmasızdır.
Somut olayda; mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi yeterli olmayıp 642 sayılı kadastral parselin paftadaki yeri ile imar paftası çakıştırılmak suretiyle ihyası istenen parselin tedavüllü olan imar parselleri belirlenmemiştir.
Buna göre, öncelikle ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespiti ile bu taşınmaz maliklerinin davada yer almalarının sağlanması gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.