Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/5485 E. 2014/10667 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5485
KARAR NO : 2014/10667
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 29. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2013/381-2013/169

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.12.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 10.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı Z.. K.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. H.. K.. ile karşı taraf davalılar vekili Av. H.. B.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Davacı, .. ada .. parsel sayılı taşınmazda pay sahibi olduğunu, paydaşlardan Vakıfbank’ın 1/2 payını 50.000 TL’şer bedelle 18.11.2011 tarihinde davalılara sattığını belirterek önalım hakkı nedeniyle bu payların iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, arsa üzerindeki binada sekiz adet daire olup, davalıların 1, 2, 3, 5 no’lu daireleri dava dışı V.’tan satın aldıklarını, fiili taksim nedeniyle davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Davacı tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, raporda davalılara pay karşılığı satıldığı iddia edilen 5 numaralı dairede davacının oğlu ile gelininin, 1 ve 3 numaralı dairelerde ise davacının kiracılarının oturduğu, fiili taksim yapılmadığı beyan edilmiştir. Davalı fiili taksime ilişkin savunmasını her türlü delille kanıtlayabilir. Özellikle davalı tanıkları keşif mahallinde dinlenmek suretiyle davalılara pay satışından önceki fiili kullanıma ilişkin beyanları alınarak ayrıca davalılara pay satan Vakıfbank AO’nın pay edinmesine ilişkin belgeler getirtilerek ve davacının emlak vergi beyannameleri ve diğer abone bilgileri de değerlendirilerek fiili taksim savunmasının açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yüksek mimar bilirkişinin soyut kanaatine dayalı rapora itibar edilerek davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.