Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/5234 E. 2014/12514 K. 10.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5234
KARAR NO : 2014/12514
KARAR TARİHİ : 10.11.2014

MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/01/2012
NUMARASI : 2011/211-2012/45

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2002 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, kayden malik olduğu taşınmazların Muratpaşa Belediyesinin yaptığı imar uygulaması sonucu 1.. ada 2, 3, 6, 7 sayılı parsele gittiğini, imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali, 454 sayılı kök parsele dönülmesi ve adına tescil isteklerinde bulunmuştur.
Mahkemece, 12098/2, 3, 7 parsellerle ilgili dava geri alınmış olmakla bu parseller yönüden hüküm kurulmasına yer olmadığına,.. parselin de evveli Hazine adına kayıtlı olmamakla 6 parsele ilişkin davanın reddine, karar verilmiştir.
1.Hukuk Dairesinin 09.10.2006 tarihli ve 2006/8210-9985EK sayılı ilamı ile “6 parselin Hazinenin kayden malik olduğu 4.. kadastral parsel ile davalının malik olduğu 1… kadastral parselin imar şuyulandırmasına tabi tutularak oluştuğu, 4.. parsele ilişkin idari işlem idari yargı yerinde iptal edilerek kesinleşmekle kaydın dayanaksız hale geldiği, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulmasına karar verilmiş ise de mahkemece önceki hükümde direnme kararı verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2010/1-625E-660K sayılı bozma ilamı ile mahallinde keşif yapılmak suretiyle 6 sayılı imar parseline hangi kadastral parsellerin uygulandığının tereddüde mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda, 12098/2, 3, 7 parseller yönüden hüküm kurulmasına yer olmadığına, .. parsel sayılı taşınmazın oluştuğu parselin 1.. nolu parsel olduğunun keşfen tespit edildiği, geldiği parselde Hazinenin bir hakkının bulunmadığı gerekçesi ile 6 parsele ilişkin davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, imar işleminin iptali sebebiyle kadastral mülkiyet durumunun ihyası isteğine ilişkindir.
İmar parsellerinin hukuki dayanağını (illetini) teşkil eden idari işlemin idari yargı yerinde iptal edilip kesinleşmesi ile imar parsellerinin TMK’nun 1025. maddesinde öngörülen yolsuz tescil durumuna düşeceği açıktır. Buna göre kadastral parsellerin gittileri olan imar çap kayıtlarının iptal edilip eski kadastral parsellerin geometrik ve mülkiyet durumunun yeniden ihyasına karar verilmesi gerektiğinde kuşku bulunmamaktadır.
Davacı, kadastral parselin ihyası, başka deyişle imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile eski hale getirilmesini istemekte olup, bu durumda kadastral parselin kısmen ihyasını mümkün olmayacağından, ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespiti ile koşulları oluşmuş ise tamamının tapularının iptali yönünde karar vermek gerekir. Diğer taraftan tapu iptal ve tescil davalarının kayıt malikleri aleyhine açılacağı da tartışmasızdır.
Somut olaya gelince; husumet 1.. ada 6 sayılı imar parselinin kayıt maliklerine yöneltilmiş ise de 1… ada 6 sayılı imar parselinin 454 sayılı kadastral parselin tamamını kapsayıp kapsamadığı, başka deyişle 454 sayılı kadastral parselin hangi imar parsellerinde yol, park v.b. alanda kaldığı keşif sonunda alınan bilirkişi raporunda açıkça belirtilmemişdir.
O halde, ayrı ayrı imardan önceki kadastro paftası ile imar haritaları getirtilip çalıştırılmak suretiyle öncelikle ihyası istenen kadastral parselin çap sınırları içerisinde kalan imar parsellerinin tamamının tespiti ile bu taşınmaz maliklerinin davada yer almalarının sağlanması gerekirken belirtilen hususlar gözetilmeden davanın esasının karara bağlanması doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.11.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.