Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/5156 E. 2014/10664 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/5156
KARAR NO : 2014/10664
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Korkuteli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2013
NUMARASI : 2009/212-2013/623

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil; birleştirilen davada da 10.11.2009 tarihli dilekçe ile davalı Ş.. Ö.. aleyhine satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davaların kabulüne dair verilen 06.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi birleştirilen dava davalısı Ş.. Ö.. vekili ile duruşmasız temyizi davalı H.. S.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 30.09.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı Ş.. Ö.. vekili Av. B.. E.. geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Asıl dava davacı, Antalya 2. Noterliğinin 17.11.2005 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu ..ada .. parseller, .. ada .. parseller ve .. ada .. parsel sayılı taşınmazlarda dava dışı Y. Ö. hisselerini satın aldığını, ne var ki davalı H.. S..’in 26.04.2007 tarihinde satış vaadine konu 5040/23040 hisseleri tapudan satın alması nedeniyle satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur. Davalı Hamdi, iyiniyetli tapu maliki olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının ayni hakkına üstünlük tanınarak şahsi hakka dayanan davacının davası reddedilmiştir.
Hükmün, davacı tarafça temyizi üzerine verilen karar Dairemizin 17.03.2009 tarihli bozma ilamında belirtilen gerekçelerle bozulmuştur.
Bozma ilamından sonra birleştirilen davada ise davacı, davanın reddine ilişkin ilk karar sonrası davalı H.. S..’in taşınmazlar üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasına müteakip dava konusu.. ada ..parseller ve .. ada .. parsellerdeki hisseleri 11.04.2008 tarihinde muvazaalı olarak dava dışı Neriman Yalçın’a sattığını, N. Y.’ın da yine muvazaalı olarak bu defa 02.07.2008 tarihinde Ş.. Ö..’e satış göstererek devrettiğini belirterek satış vaadi sözleşmesine konu davalı Ş.. Ö.. adına kayıtlı hisselerin tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davalı H.. S..’e ait .. ada .. parseldeki 5580/23040 hissesinden 5040/23040 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline, davalı Ş.. Ö..’e ait .. ada .. parseller ve .. ada .. parsellerdeki 7470/23040 hissesinden de 5040/23040 hissesinin iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, asıl dava davalısı H.. S.. vekili ile birleştirilen dava davalısı Ş.. Ö.. vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “hukuki dinlenilme hakkı” başlıklı 27. maddesine göre hakimin; tarafları, müdahilleri ve yargılamanın diğer ilgililerini kendi haklarıyla bağlantılı olarak dinlemesi, savunma ve delillerini tespit etmesi zorunludur. Bu koşulun yerine getirilmesi için yargılama aşamasında sözü edilen ilgililere yöntemince davetiye gönderilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, Dairemizin bozma ilamından sonra davalı H.. S.. vekili Av. E. Ü.K. U.’a bozma ilamının 15.04.2009 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen avukatın tebligat masrafı ekli 22.04.2009 havale tarihli dilekçesinde H.. S.. vekilliğinden çekildiğini bildirerek bozma ilamının davalı asile tebliğ edilmesini…” istediği ve tebligatı iade ettiği, daha sonra mahkemece bozma sonrası ilk duruşma gününü bildirir tebligatın da adı geçen avukata çıkarıldığı, tebliğ tarihinin 17.06.2009 olduğu, bu sefer Av. E.. Ü. K. U.’ın duruşma gününden önce 23.06.2009 havale tarihli dilekçe ile kendisinin vekillikten çekildiğini dosyada asıl vekil Av. U. B. olup asıl vekile tebliğ yapılmasını istediği görülmektedir. Ne var ki, davalı H. S. vekili Av. U. B.’a Dairemizin bozma ilamı sonrasında tebligat çıkarılmadığı, yargılamanın davalı asil veya vekili yokluğunda yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Adı geçen davalının duruşmalardan haberdar edilmeksizin yokluğunda yargılama yapılıp karar verilmesi suretiyle usul ve Yasaya aykırı şekilde savunma hakkı kısıtlanarak hüküm tesisi doğru görülmediğinden, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı Nevzat Yaşın’dan alınarak davalı Ş.. Ö..’e verilmesine, 30.09.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.