Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/4603 E. 2014/5128 K. 16.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4603
KARAR NO : 2014/5128
KARAR TARİHİ : 16.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/04/2012
NUMARASI : 2008/380-2012/47

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 23.09.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil davasının reddine, tazminat davasının ise davalı Hazine yönünden kabulüne dair verilen 11.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, imar-ihya ve zilyetliğe dayanarak, dava konusu 1455 sayılı parsel içerisinde kalan ve davacının zilyetliğinde bulunan bölüme ait tapu kaydının iptali ile müvekkili adına tesciline, tescil mümkün olmadığı takdirde mülkiyet hakkının tespiti ile 10.000,00 TL tazminatın davalılar Hazine ve TOKİ Başkanlığından tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar Hazine, TOKİ Başkanlığı ve Y.. B.. vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iptal ve tescil isteğinin reddine, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma şartlarının oluştuğu ve dava konusu taşınmazda nizalı bölümün önce idari yoldan Hazine adına tapuya bağlandığı ve sonrasında tapuda bedelsiz olarak iyiniyetli TOKİ Başkanlığına devredildiği gerekçesiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 10.000,00 TL tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine, TOKİ Başkanlığının iyiniyetli malik olduğu gerekçesiyle anılan İdare bakımından tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.
Hükmün kabule yönelik kısmı, davalı Hazine vekili ve Toplu Konut İdaresi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazın 1956 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında “ekilemez arazi” niteliğiyle tespit harici bırakıldığı, 1999 yılında 4342 sayılı Yasanın 5/b maddesi uyarınca mera olarak tahsis edildiği, anılan Yasa kapsamında askı ilanlarının yapılarak tahsisin kesinleşmesiyle 03.02.2003 tarihinde “mera” niteliğiyle özel siciline yazıldığı, sonrasında cins değişikliği yapılarak 29.03.2006 tarihinde idari yoldan “ham toprak” vasfıyla 1455 parsel olarak Hazine adına tapuya tescil edildiği ve 29.08.2006 tarihinde tapuda TOKİ Başkanlığına devredildiği görülmüştür. Bu dava ise 23.09.2008 tarihinde açılmıştır.
4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesi ile tahsis kararlarında belirtilen haklara tahsislerin kesinleştiği tarihten itibaren 5 yıl geçtikten sonra tespitlerden önceki hukuki sebeplere dayanılarak itiraz edilemeyeceği ve bunlara karşı dava açılamayacağı düzenlenmiştir. Bu süre hak düşürücü süre niteliğinde olup, mahkemece re’sen gözönünde tutulur. Hal böyle iken, bu dava nizalı taşınmazın mera olarak tahsis edilmesinin kesinleştiği tarihten sonra 4342 sayılı Yasanın 21/2. maddesinde öngörülen 5 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra açıldığına göre tespitten önceki hukuki nedenler bakımından hak düşürücü sürenin geçtiği, tespitten sonraki sebepler bakımından ise zilyetliğin hukuki kıymetinin bulunmadığı göz önüne alınarak davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.