YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4595
KARAR NO : 2014/7704
KARAR TARİHİ : 10.06.2014
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/631-2013/757
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.06.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 03.06.2014 günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaş olduğu .. parsel sayılı taşınmazda dava dışı önceki paydaşların paylarını 01.02.2012 tarihinde davalılara satış yoluyla devrettiklerini, satışa ilişkin bildirim yapılmadığını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı payların önalım nedeniyle adına tescilini istemiştir.
Davalılar, taşınmazda fiili taksim bulunduğunu, tapu devir bedelinin düşük gösterildiğini gerçekte daha yüksek olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, 69.000 m² yüzölçümünde tarla niteliğindeki dava konusu taşınmazda davacının 2007 yılında, davalının da 01.02.2012 tarihinde satın alma yoluyla paydaş olduğu görülmektedir. 12.09.2013 günü yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi, fiilen paylaşılan taşınmazdaki çekişme konusu payın önceki paydaşlarının murisi olan M.. T…’nın kullanımında bulunan bölümün davalı tarafından kullanılmaya başlandığını belirterek davacı ve davalının kullandığı yerleri zeminde göstermiştir. Fen bilirkişinin 16.09.2013 günlü raporuna ekli krokide davacının kullanımında olan bölüm (A), davalıların kullandığı bölüm de (D) ile işaretlenmiştir. Dava konusu .. parsel sayılı taşınmazın çekişme konusu payın davalılara satışından önce paydaşlarca taksim edilerek kullanıldığı kanıtlanmıştır. Ayrıca, M.. T..nın kullanımda bulunan paya denk gelen bölümde davacının bir hak iddia etmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle, önceki paydaşın kullanımında olan pay denk gelen bölümü edinen davalılara karşı mülkiyetin naklinden sonra davacının önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. Maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmamaktadır. Dolayısıyla, davacının isteminin reddi gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabul hükmü kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek yatıranlara iadesine, 10.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.