Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/4446 E. 2014/5472 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4446
KARAR NO : 2014/5472
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Trabzon 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/12/2012
NUMARASI : 2011/283-2012/1352

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile davalılardan H.. B.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar davaya karşı bir diyecekleri olmadığını söylemişler, bir kısmı ise davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu edilen taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın
değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…..) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Dava konusu.. ada.. sayılı parselin paydaşlarından M.. kızı N.. B. ile.. ada 4 sayılı parselin ifrazı ile oluşan .. ada .. ve 14 sayılı parsellerin paydaşlarından M.. Kızı N..E…davada taraf değildir. Adı geçenler sağ ise kendileri, ölmüş iseler usulüne uygun olarak alıncak mirasçılık belgesine göre belirlenen mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanması, aynı kişi iseler baba adı ve soyadlarının tapu kaydında birbirinden farklı olması nedeniyle kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uygun olarak idari yoldan düzelttirilmesi, gerektiği takdirde dava açmak üzere davacıya uygun bir süre ve yetki verilerek gerekli düzeltmeler yapıldıktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın sonuçlandırılması gerekirken belirtilen noksanlıklar giderilmeden hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Üzerinde muhdesat bulunan taşınmazlara ilişkin olarak muhdesatların aidiyetine ilişkin uyuşmazlık çözüldükten sonra satış bedelinin her bir parsel yönünden ayrı ayrı oran kurulmak suretiyle dağıtılmasına karar vermek gerekirken muhdesat bedellerinin muhdesat sahiplerine ödenmesine şeklinde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir.
Ayrıca yargılama devam ederken 16.01.2012 tarihinde bir kısım paydaşlar paylarını diğer paydaşlara devrettiklerinden hüküm sonucunda satış bedellerinin ilk tapu kaydındaki paylar oranında taraflara dağıtılmasına karar verilmesi de doğru olmamıştır.
Diğer taraftan dava konusu taşınmazlardan ..ada .. sayılı parsel ifraz görerek .. ada .. ve .. parseller oluşmuştur. Mahkemece hükümden sonra oluşan yeni parseller üzerinden karar verilmesi gerekirken bu hususun da gözetilmediği anlaşılmaktadır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.