Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/4434 E. 2014/5499 K. 29.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4434
KARAR NO : 2014/5499
KARAR TARİHİ : 29.04.2014

MAHKEMESİ : Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2006/124-2013/154

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin reddine, tazminat isteminin kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 14.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki 04.11.1999 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alan davacının tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise tazminat taleplerine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.,
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, tüm dosya içeriğine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Yüklenici Ö..Mimarlık Ltd. Şti. Dava konusu bağımsız bölümün de üzerinde bulunduğu binayı İmar Kanununa aykırı şekilde yapması nedeniyle inşaat sözleşmesi gereğince yüklendiği edimini kendi kusuruyla yerine getirememiştir. Edimlerini yerine getirmediğinden davacılara yapılan temlik işleminin hüküm ve sonuç meydana getirmeyeceği, temlikin ise sadece bir taahhüt işlemi olarak yükleniciyi borçlandıracağı açıktır.
Davada ikinci kademede tazminat talebinde bulunulmuştur. Gerçekten, davacı akidi olan yükleniciden 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesine dayanarak ademi ifa sebebiyle tazminat isteyebilir. Buradaki borcun nedeni, borçlunun (yüklenicinin) taahhüdünü ihlal etmesidir. Borçlunun taahhüdü, genellikle bir akte dayandığından buna “akdi tazminat”, borçlunun sorumluluğuna da “akdi sorumluluk” denilmektedir. Borçlar Kanunun 96. maddesi gereğince ödenmesi gereken tazminat ise alacaklının müspet zararıdır. Müspet zarardan da, borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise, bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark anlaşılmalıdır.
Davacıların temlik sözleşmesi uyarınca bedel yükümlülüklerini yerine getirdiği sabittir. Yüklenicinin mülkiyeti nakil borcunu binanın kaçak yapılması nedeni ile ifa edemediğinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi gereğince davacıların zararlarını tazmin etmesi gerekir.
Davacıların taşınmazın mülkiyetini değil, tazminat isteyebilecekleri davanın açıldığı 03.03.2006 tarihinden sonra ortaya çıktığından başka bir anlatımla, tazminatın borçlusu iade için dava tarihinde temerrüde düştüğünden ödenmesi gereken tazminat miktarının taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerine göre bulunması gerekir.
Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri belirlenerek, davacının talep ettiği tutar da dikkate alınarak, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi gerekirken davacıların tescilini talep ettikleri taşınmaz için ödedikleri bedelin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 29.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.