Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/4179 E. 2014/7610 K. 09.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4179
KARAR NO : 2014/7610
KARAR TARİHİ : 09.06.2014

MAHKEMESİ : Tire Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2010/833-2013/697

Davacılar tarafından, davalı aleyhine 01.09.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Davacı, paydaşı olduğu ..ada .. parsel sayılı taşınmazda dava dışı eski paydaş G.. D..’in payını 02.04.2009 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini belirterek önalım hakkına dayanarak davalıya ait payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazın paylı malikler arasında fiilen paylaşıldığını, giriş kapılarının farklı olduğunu, tarafların paylarını ayrı ayrı ev olarak kullandığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, fiili taksim üzerinde durulmaksızın davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda; mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporu ile eki kroki ve fotoğraflardan, dinlenen tanık beyanlarından dava konusu taşınmazın tamamının bahçe duvarı ile ayrılmış olduğu, her iki kısımda da ev bulunduğu ve her iki evin giriş kapılarının farklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının fiilen müstakilen bir yer kullanırken diğer paydaşın kendi payına tekabül eden payı satması nedeniyle önalım hakkını kullanması iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcının yatırana iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.