YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4065
KARAR NO : 2014/7543
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Keşan 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2013/9-2013/480
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.01.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 27.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, paydaşı olduğu .. parsel sayılı taşınmazda dava dışı K..E..in payını 16.08.2012 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalıya ait payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığını, taraflar arasındaki protokol uyarınca davacının iyiniyetli olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, fiili taksim bulunmadığı ve önalım hakkının şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. 4721 sayılı TMK’nın 733/2. maddesine göre belirli bir satışta önalım hakkını kullanmaktan vazgeçme yazılı şekle tabidir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın tasarrufu (fiilen taksimi) hususunda taşınmazda 1/3’er paydaş olan Kurultay ve Kubilay ile anlaştıklarını ancak payların 3. kişilere satışı halinde fiili taksimin önalım hakkını ortadan kaldıracağı gerekçesiyle, satış halinde diğer hissedarların muvafakatının şart koşulduğunu, paydaş Kubilay’ın kendisinden muvafakat almadan payını davalıya sattığını bildirerek önalım hakkı nedeniyle payın iptalini ve adına tescilini istemiştir.
04.11.2011 tarihinde taşınmazın rızaen taksim edildiği davacının da kabulünde olup davalıya pay satışı 16.08.2012 tarihinde bu rızai taksimden sonradır. Mahkemece yapılan keşif sonucu teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen 29.08.2013 tarihli krokili raporda da taşınmazın 7695,83 m2’lik kısmının davalı tarafından kullanıldığı ve diğer kalan iki kısım ile zeminde aralarında sınır olduğu bildirilmiştir. Öte yandan, “Protokol” başlıklı tarihsiz ve davacının vekili sıfatıyla M.. E.. tarafından imzalanan belge ile de Fatma, B.. ve K..’ın taşınmaz üzerinde oluşturulan rızai taksim uyarınca tasarruf edecekleri, K.. ve Bahadır’ın Kenan 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/216 Esas numaralı şuf’a davasından feragat edecekleri kararlaştırılmıştır.
Tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere dava konusu taşınmazın önceki paydaşları oranında eylemli olarak paylaşılmış olup mahkemece fiili taksim nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.06.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.