YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4048
KARAR NO : 2014/7542
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/10/2013
NUMARASI : 2012/307-2013/784
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacılar, paydaşı oldukları ..ada .. parsel sayılı taşınmazda dava dışı Y.. D..’un payını 20.12.2010 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkını kullanmak istediklerini ileri sürerek, davalıya ait payın adlarına tescilini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazın fiilen paylaşıldığını, taşınmaz üzerindeki gecekonduyu satın aldığını, davacıların ise taşınmazda inşa edilmiş apartmanda daire sahipleri olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, fiili taksimin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.02.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda; dosya içeriğinden ve tüm taraf tanıklarının beyanına göre davalıya satılan payın üzerinde gecekondu bulunan yere hasren satıldığı, davacıların taşınmaz üzerindeki apartmanı ve kömürlüğü kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacıların müstakilen bir yer kullanırken diğer paydaşın kendi payına tekabül eden payı satması nedeniyle önalım hakkını kullanmaları iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.