Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/4023 E. 2014/5413 K. 28.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4023
KARAR NO : 2014/5413
KARAR TARİHİ : 28.04.2014

MAHKEMESİ : Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/04/2013
NUMARASI : 2010/235-2013/237

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 17.05.2010 gününde verilen dilekçe ile yeşil alana “park” elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen dava dosyaları birlikte değerlendirilerek davaların kabulüne dair verilen 25.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava ve birleştirilen dava, imar planında yeşil alan (park) olarak ayrılan taşınmazda davalı belediyenin diğer davalı şirkete beton santrali yapılması amacıyla tahsis ettiği kısma elatmanın önlenmesi ve bu kısım üzerindeki davalı şirkete ait beton santralinin kal’i istemine ilişkindir.
Davalı belediye vekili öncelikle idari yargının görevli olduğunu, davacının davada sıfatı bulunmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davacının sıfatının bulunmadığı gibi Ankara Büyükşehir Belediyesince yeni yapılan revizyon imar planında dava konusu yeşil alanın kentsel çalışma alanı olarak ayrıldığını, imar değişikliği çalışmalarının neticesinin beklenmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile hali hazırda yürürlükte bulunan imar planına göre kamuya ait yeşil alana beton santrali yapılması şeklindeki davalının haksız elatmasının önlenmesine, bu alan üzerine inşa edilen davalı şirkete ait beton santralinin kal’ine karar verilmiştir.
Hükmü davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Elatmanın önlenmesi ve kal istemli davalarda dava konusu şeyin değerinin elatılan kısmın zemin değeri ile kal’i istenen muhdesatın değerinin toplamından oluşacağı açıktır. Ancak somut olayda dava konusu taşınmaz davalı belediyeye ait olup davacıların mülkiyet hakkı bulunmadığından dava değerini sadece kal’i istenen muhdesatlar belirler. Hükmün infazı sırasında sarfı gereken yıkım masrafları İcra İflas Kanununun 30. maddesi uyarınca icra müdürü tarafından dikkate alınabileceğinden müddeabihe dahil değildir. Dolayısıyla hükmün infazı aşamasında icra müdürünün gözeteceği miktarın müddeabih olarak kabulü ile harç ve yargılama giderlerinin kal’ine karar verilen muhdesatlar ile birlikte yıkım masrafları toplamı üzerinden hesaplanması, ayrıca asıl dava ve birleştirilen dava aynı talebe yönelik olup her iki dava yönünden de aynı yapının kal’ine karar verilmiş olması nedeniyle tek müddeabih üzerinden harç alınması gerekirken her bir dava yönünden ayrı ayrı harcın davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Dava konusu olan ve davalı şirketin elatmasının önlenmesine ve yapılarının kal’ine karar verilen taşınmazda davacıların mülkiyet hakkı bulunmadığından davacılar yararına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince her bir davacı yönünden maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.