YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/4008
KARAR NO : 2014/7541
KARAR TARİHİ : 09.06.2014
MAHKEMESİ : Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/09/2013
NUMARASI : 2012/658-2013/412
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.06.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, paydaşı olduğu..ada ..parsel sayılı taşınmazda dava dışı V.. D..n bir kısım payını 02.04.2011 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalıya ait 2/511 payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, taşınmazın fiilen paylaşıldığını, 13.5.2008 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşa edilen yapıda davacının payına düşen iki dairenin kira gelirini aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, 511 m2 yüzölçümünde arsa niteliğindeki dava konusu taşınmaz hakkında 13.05.2008 tarihinde davacı ve davalıya pay satan V.. D..’in de katıldığı kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmış olup, bu sözleşme uyarınca davacıya üçüncü kat dubleks daire ve giriş kat dairenin verilmesinin kararlaştırıldığı görülmektedir. Bu durumda davacının katılmış olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile davacının ve davalının arsa paylarına karşılık dairelerin özgülendiği diğer paydaşın kendi payına tekabül eden yeri satması nedeniyle önalım hakkını kullanması iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağından, davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.06.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.