YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3824
KARAR NO : 2014/6395
KARAR TARİHİ : 14.05.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13/11/2013
NUMARASI : 2012/309-2013/720
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Mehmet Durusoy ve M.. D.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar Mahmut ve M.D. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye Veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazın ikiye ifrazının mümkün olduğu bilirkişi tarafından bildirilmiştir. Mahkemece davacıların ve davalıların taşınmazın ifrazı ile kendilerine düşecek kısımlarının paylı olarak bırakılmasına ve yola terke razı olup olmadıkları sorularak alınacak cevaba göre taşınmazın aynen taksiminin mümkün olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerektiği halde eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davalılar vekili muhdesatın müvekkillerinin murisi tarafından yapıldığını iddia ettiğine göre bu konuda dava açmak üzere süre verilerek uyuşmazlığın çözümünden sonra bir karar vermek gerekirken bu hususun gözetilmemesi de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 14.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.