Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/3753 E. 2014/6765 K. 23.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/3753
KARAR NO : 2014/6765
KARAR TARİHİ : 23.05.2014

MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/07/2013
NUMARASI : 2012/865-2013/1038

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.05.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ile tescili isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, 6.. parsel sayılı taşınmazın murisleri M.. G.. adına kayıtlı iken ölümü ile kendisinin de ortak olduğunu, taşınmazın diğer paydaşlarından Z.. G..’nun payını davalıya sattığını, önalım hakkına dayanarak davalıya yapılan pay satışına ilişkin tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 6.. (şuyulandırma ile 7.. ada 10) parsel sayılı 3180 m2 ‘lik taşınmazdaki satıcı paydaş Z.. G..’ya ait 1/2 payı 23/03/2011 tarihinde 150.000,00 TL’ye satın aldığını, tapu kayıtlarında değerinin 2.000,00 TL olarak gösterildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu bu nedenle açılan önalım davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu hallerde 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi
suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekaletname verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakanın terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
Somut olaya gelince; davacı Z.. G..’nun taşınmazda kendi adına kayıtlı bağımsız payı bulunmamaktadır. Davayı miras bırakanı M.. G..’nun tapudaki 1/4 payına dayanarak açmıştır. Davacı taraf babasından gelen miras payına dayalı olarak işbu davayı açmış olup mirasçılardan Zafer ve Y.. G..’nun, açılan davaya muvafakat etmediklerini dilekçe ile mahkemeye bildirmeleri üzerine mahkemece terekeye temsilci atanması için süre verilmiş, dava tereke temsilcisi huzuruyla görülüp bitirilmiştir.
Bu durumda mahkemece, iptal edilen payın muris M.. G.. terekesi adına tesciline karar vermek gerekirken satışa konu payın tamamının davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.